Uluslararası İlişkiler Tanımı

TUİÇ Sözlük sitesinden
Orhansengun (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 18.05, 7 Şubat 2018 tarihli sürüm (→‎Uluslararası İlişkiler Tarihi)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Uluslararası İlişkiler Siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükumetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir. Kısa ve devlet içinde “dış devlet unsurlarına dikkat çekme” anlamında da kullanılması sebebiyle dış politika olarak da adlandırılabilir.

Disiplinlerarası bir disiplin olması sebebiyle siyaset bilimi, iktisat (uluslararası iktisat, uluslararası politik ekonomi), tarih (siyasi tarih), hukuk (anayasa hukuku, yönetim hukuku ve özellikle uluslararası hukuk), felsefe (siyaset felsefesi ve etik), sosyoloji, psikoloji, coğrafya, antropoloji, sosyal çalışma, kriminoloji, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve kültürel çalışmalar gibi pek çok farklı disiplinden faydalanır.

Uluslararası İlişkilerin çalışma alanı oldukça geniştir. Küreselleşme, devlet egemenliği, uluslararası güvenlik, ekolojik sürdürebilirlik, nükleer silahların yayılması, milliyetçilik, ekonomik kalkınma, küresel finans, terörizm, organize suç, insan güvenliği, dış müdahalecilik ve insan haklarına kadar pek çok konuyu uluslararası düzeyde inceler.


Uluslararası İlişkiler Tarihi

İnsanın varoluşu ve ulusların belirgin bir biçimde görünmeye başlaması birtakım diplomatik unsurları da beraberinde getirmiştir. Nesnel anlamda uluslararası ilişkiler tarihinin başlangıcı çoğu akademisyen tarafından 1648 tarihli Westphalia Barışı devlet sisteminin oluşturulma kavramının kabul edilmesi ve Eski Ortaçağ Avrupası'nın din dayanaklı sisteminin terkedilmesidir.Westphalia Barışı aslında yöneticilerin kendi devletleri sınırında tek egemen olduklarını ve devletleri dışında başka bir merciye bağlı olmadıklarını belirtmiştir. Bu, ulus-devlet anlayışının oluşturulmasına destek sağlarken ilerlemesini de olanaklı kılmıştır. Devletlerin, kendi şartları dışında, meşruluğunu sağlayacak en önemli unsur olan “diğer devletler tarafından da tanınır olma” aslında modern dönem uluslararası ilişkilerin hukuki ve siyasi temelini de oluşturmuştur. Bu temel zamanla devletin belli kollarından başlayarak (Askeri, diplomatik ve bürokratik) devletin kurumsallaşmasını zorunlu hale getirmiştir. Kökeninde Avrupa barındıran bu sistem; kolonileşme süreciyle tüm dünyaya yayılmış ve medeniyetin şartları olarak gösterilerek, çoğu zaman zorla, benimsetilmiştir. Günümüz uluslararası sistemine geçiş ise Soğuk Savaş ve bu süreçte gerçekleşen kolonilerden çekilme ve eski sömürgelerin bağımsızlıklarını ilan ederek çoğunlukla ulus devletler örneğinde kurulmalarıyla gerçekleşmiştir.


[1] [2]