"Tarafsızlık" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
1. satır: 1. satır:
Tarafsızlık herhangi bir tür taraflılık ya da bağlılığın yokluğudur; ‘’taraf tutmanın’’ reddidir. Uluslararası ilişkilerde tarafsızlık, bir devletin bir çatışma ya da savaşta yer almadığını beyan ettiği ve taraflardan herhangi birini desteklemekten ya da taraflara yardımcı olmaktan kaçınmaya ilişkin niyetini gösterdiği yasal durumdur. Tarafsızlık yargıçlara, devlet memurlarına, orduya ve diğer kamu görevlileri gibi kişilere uygulanan bireysel bir davranış ilkesi olarak, kelimenin tam anlamıyla söylenirse siyasal sempatinin ve ideolojik eğilimin yokluğunu ifade etmektedir. Uygulamada genellikle tarafsızlığın daha az titizlik gerektiren zorunlulukları uygulanmaktadır. Bu da kişinin mesleki ya da siyasal sorumluluklarına sızmadığı sürece siyasal sempati sahibi olunmasına olanak tanımaktadır. Bu ilke liberal demokratik yönetimin teori ve pratiği bakımından yaşamsal değerdedir. İlkenin temelinde, devletin tarafsızlığına yönelik bir inanç; devletin hiçbir ekonomik, toplumsal ya da önyargı barındırmadığı ve dolayısıyla bütün bireylere ve gruplara benzer muamele yaptığına ilişkin düşünce bulunmaktadır. Tarafsızlık ilkesi bütün insanların, toplumsal geçmişlerine, ırklarına, dinlerine, toplumsal cinsiyetlerine vs. bakılmaksızın eşit muamele görmeleri anlamında hakkaniyeti sağlamakta ve kararların irrasyonel önyargılardan çok akıl ve kanıtlar dayanak alınarak verilmesini olanaklı kıldığından nesnelliği geliştirmektedir. <ref>Heywood Andrew, Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları, syf 292</ref>
+
Tarafsızlık herhangi bir tür taraflılık ya da bağlılığın yokluğudur; ‘’taraf tutmanın’’ reddidir. Uluslararası ilişkilerde tarafsızlık, bir devletin bir çatışma ya da savaşta yer almadığını beyan ettiği ve taraflardan herhangi birini desteklemekten ya da taraflara yardımcı olmaktan kaçınmaya ilişkin niyetini gösterdiği yasal durumdur. Tarafsızlık yargıçlara, devlet memurlarına, orduya ve diğer kamu görevlileri gibi kişilere uygulanan bireysel bir davranış ilkesi olarak, kelimenin tam anlamıyla söylenirse siyasal sempatinin ve ideolojik eğilimin yokluğunu ifade etmektedir. Uygulamada genellikle tarafsızlığın daha az titizlik gerektiren zorunlulukları uygulanmaktadır. Bu da kişinin mesleki ya da siyasal sorumluluklarına sızmadığı sürece siyasal sempati sahibi olunmasına olanak tanımaktadır. Bu ilke liberal demokratik yönetimin teori ve pratiği bakımından yaşamsal değerdedir. İlkenin temelinde, devletin tarafsızlığına yönelik bir inanç; devletin hiçbir ekonomik, toplumsal ya da önyargı barındırmadığı ve dolayısıyla bütün bireylere ve gruplara benzer muamele yaptığına ilişkin düşünce bulunmaktadır. Tarafsızlık ilkesi bütün insanların, toplumsal geçmişlerine, ırklarına, dinlerine, toplumsal cinsiyetlerine vs. bakılmaksızın eşit muamele görmeleri anlamında hakkaniyeti sağlamakta ve kararların irrasyonel önyargılardan çok akıl ve kanıtlara dayanılarak verilmesini olanaklı kıldığından nesnelliği geliştirmektedir. <ref>Heywood Andrew, Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları, syf 292</ref>
  
 
{{Kaynakça}}
 
{{Kaynakça}}

14.16, 23 Mayıs 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Tarafsızlık herhangi bir tür taraflılık ya da bağlılığın yokluğudur; ‘’taraf tutmanın’’ reddidir. Uluslararası ilişkilerde tarafsızlık, bir devletin bir çatışma ya da savaşta yer almadığını beyan ettiği ve taraflardan herhangi birini desteklemekten ya da taraflara yardımcı olmaktan kaçınmaya ilişkin niyetini gösterdiği yasal durumdur. Tarafsızlık yargıçlara, devlet memurlarına, orduya ve diğer kamu görevlileri gibi kişilere uygulanan bireysel bir davranış ilkesi olarak, kelimenin tam anlamıyla söylenirse siyasal sempatinin ve ideolojik eğilimin yokluğunu ifade etmektedir. Uygulamada genellikle tarafsızlığın daha az titizlik gerektiren zorunlulukları uygulanmaktadır. Bu da kişinin mesleki ya da siyasal sorumluluklarına sızmadığı sürece siyasal sempati sahibi olunmasına olanak tanımaktadır. Bu ilke liberal demokratik yönetimin teori ve pratiği bakımından yaşamsal değerdedir. İlkenin temelinde, devletin tarafsızlığına yönelik bir inanç; devletin hiçbir ekonomik, toplumsal ya da önyargı barındırmadığı ve dolayısıyla bütün bireylere ve gruplara benzer muamele yaptığına ilişkin düşünce bulunmaktadır. Tarafsızlık ilkesi bütün insanların, toplumsal geçmişlerine, ırklarına, dinlerine, toplumsal cinsiyetlerine vs. bakılmaksızın eşit muamele görmeleri anlamında hakkaniyeti sağlamakta ve kararların irrasyonel önyargılardan çok akıl ve kanıtlara dayanılarak verilmesini olanaklı kıldığından nesnelliği geliştirmektedir. [1]


  1. Heywood Andrew, Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları, syf 292