Liberal Yaklaşım

TUİÇ Sözlük sitesinden
Lale (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 19.11, 17 Şubat 2018 tarihli sürüm
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

UEP'de liberalizm terimi de karmaşıktır. Örneğin; bugün ABD'de liberal bir kişi denilince akla devletin sosyal sorunlarla mücadele etmek için fakirlere yardım etme ve fonlar sağlama gibi aktif roller üstlenmesi gerektiğini düşünen bir kimse gelmektedir. 1980'lerin ortasından beri ekonomik liberal olarak bilinen biri neredeyse liberal düşünceye zıt şeylere inanmaktadır. Neo-liberallere göre devlet ekonomide ve toplumda sınırlı bir rol oynamalıdır.

Klasik ekonomik liberalizmin kökenleri 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da görülen önemli tepkilere dayanır. Les Economistes (Fizyokratlar) grubunun liderli François Quesnay, topluma zarar verdiği gerekçesiyle devletin piyasa müdahalesine karşı çıkmıştır. Bknz: Laissez faire, Laissez passer (Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.) Bu slogan modern ekonominin babası olarak bilinen Adam Smith tarafından benimsendi. Smith, Wealth of Nations adlı eserinde, devlet gücünün zenginlik, güç ve ulusal güvenlik yaratmak için kullanılması gerektiği görüşüne dayanan merkantalizme karşı çıktı. Ona göre devlet, girişimcilerin ve vatandaşların çıkarlarından çok toprak sahibi seçkinlerin çıkarlarını temsil eden İngiliz parlamentosu anlamına gelmektedir. Ayrıca, insan doğasının iş birlikçi ve yapıcı tarafına inanmıştır. Rasyonel tercihler, toplumun çıkarlarına hizmet etmektedir. Bireysel tercihler uzaktan bakıldığında ekonomiyi yönlendiren görünmez bir el olarak gözükecektir. Smith, kapitalizmi kapsamlı olarak açıklayan ilk kişidir.

Kapitalizmin ilkeleri şunlardır:

  • Piyasalar toplumun ekonomik faaliyetlerini koordine ederler.
  • Toprak, emek, mal ve para değişiminin yapıldığı kapsamlı piyasalar bulunmaktadır.
  • Rekabet ekonomik faaliyeti düzenler; tüketicilerin çıkarları ekonomik faaliyeti motive eder.
  • Girişimcilerin özgürlüğü
  • Özel mülkiyet

Kapitalist bir ekonomide bireysel çıkarlar, bireyleri, kendi ihtiyaçlarına ve arzularına en iyi hizmet edecek rasyonel tercihlerde bulunmaya yöneltir. Bireysel çıkarları sınırlayan ve disipline eden rekabettir. İdeal şartlarda üreticiler birbirleriyle rekabet etmek durumundadır. Ya tüketiciler için kaliteli mallar üretecek, bu mallara makul fiyatlar koyacaklar ya da işlerini kaybedecekler. Tüketiciler de bir ürün için daha fazla ödeme yapmayı isteyebilecek başka tüketicilerle rekabet ederler. Fiyat rekabeti kaynakların en etkin şekilde dağılımına neden olacaktır. Devletin piyasaya müdahalesi kaynak dağılımına zarar verir.

Smith' e göre ideal kapitalist bir sistem kendi kendini motive eder, koordine eder ve düzenler. Tüketiciler kaynakların nasıl dağılacağını belirler. Bireysel çıkarlar, girişimcileri firmalar kurmaya ve işçiler çalıştırmaya yöneltir. Piyasa, tüketicilerin sürekli değişen zevklerini ve önceliklerini üreticilere ulaştırarak ekonomik faaliyetleri koordine eder. Rekabet de tüketici çıkarlarına hizmet eder.

1970'li yıllara kadar etkili olan Büyük Bunalım John Maynard Keynes öncülüğünde ekonomik liberalizmin bazı temel ilkelerini çürütmüştür. Keynes'e göre ekonomik durgunlukların ve bunalımların nedeni, geleceğin belirsiz olduğu dönemlerde bireylerin mantıklı olmayan davranışlara eğilim göstermeleridir. Bireyler rasyonel olabilir fakat kolektif sonuç irrasyonel ve yıkıcı olabilir. (Bu görünmez elin başarısızlığını gösterir.) Bir kişi işsiz kalma olasılığında rasyonel olarak ne yapar? Daha az harcama, daha fazla tasarruf, yastık altı para biriktirme vb. Fakat herkes daha az harcadığında daha az tüketilir, daha az üretilir, daha az işçi çalıştırılır ve gelir azalır. Yani, durgunluk ve işsizliğe bireylerin davranışları neden olur. Bu tür durumlarda uygulanacak çözüm Keynesçiliktir.

Keynesçilik; görünmez ele güvenecek, fakat aynı zamanda kapsamlı olmakla birlikte sınırlı olan yapıcı devlet faaliyetlerini destekleyecek şekilde devlet ile piyasanın etkilerini bir araya getirmektir. Büyük Bunalım sonrasında birçok ülke bu politikaları benimsemiştir. Örneğin; Roosevelt'in kamusal iş projeleri, işsizlik sigortası vb. uygulamaları.

Keynes aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa'nın yeniden yapılandırılmasında ve yeni uluslararası ekonomik düzenin kurulmasında rol oynamıştır. (Bretton Woods Sistemi)[1]


  1. David N. Balaam ve Bradford Dillman'ın 'Uluslararası Ekonomi Politik' kitabından ve Gazi Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Politik Yüksek Lisans Dersi notlarından özetlenmiştir.