"John Stuart Mill" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
2. satır: 2. satır:
  
 
John Stuart Mill (1806-1873), İngiliz filozof, iktisatçı ve siyasetçidir. Mill, babası olan faydacı teorisyen James Mill tarafından yoğun ve katı bir eğitime tâbi tutuldu. Mill, 20 yaşında, Coleridge ve Alman İdealistlerinden etkilenerek daha beşeri bir felsefe geliştirdi. Klasik liberalizm tarihindeki en etkili düşünürlerden biridir, sosyal teoriye, politik teoriye ve politik ekonomiye geniş ölçüde katkıda bulunmuştur. O, özgürlüğü sınırsız devlete ve sosyal kontrole karşı bireyin özgürlüğünü meşrulaştırmak olarak düşündü. Ayrıca Mill, Jeremy Bentham tarafından geliştirilen etik bir teori olan faydacılığın bir savunucusuydu. Mill'in çeşitlilik içeren karmaşık çalışmaları, liberalizmin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Birçok bakımdan klasik ve modern teoriler arasında bir köprü kurdu. Mill'in devlet müdahaleciliğine karşı muhalif bir tavrı vardı. Ancak, bireysel yaşamın niteliğine yaptığı vurgu, aynı şekilde kadınlara oy kullanma hakkı ve daha sonra işçi kooperatifleri gibi davalara sempatisi olması, 20. Yüzyıl’da yaşanacak gelişmeleri tetikledi. <ref> Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013) </ref>  
 
John Stuart Mill (1806-1873), İngiliz filozof, iktisatçı ve siyasetçidir. Mill, babası olan faydacı teorisyen James Mill tarafından yoğun ve katı bir eğitime tâbi tutuldu. Mill, 20 yaşında, Coleridge ve Alman İdealistlerinden etkilenerek daha beşeri bir felsefe geliştirdi. Klasik liberalizm tarihindeki en etkili düşünürlerden biridir, sosyal teoriye, politik teoriye ve politik ekonomiye geniş ölçüde katkıda bulunmuştur. O, özgürlüğü sınırsız devlete ve sosyal kontrole karşı bireyin özgürlüğünü meşrulaştırmak olarak düşündü. Ayrıca Mill, Jeremy Bentham tarafından geliştirilen etik bir teori olan faydacılığın bir savunucusuydu. Mill'in çeşitlilik içeren karmaşık çalışmaları, liberalizmin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Birçok bakımdan klasik ve modern teoriler arasında bir köprü kurdu. Mill'in devlet müdahaleciliğine karşı muhalif bir tavrı vardı. Ancak, bireysel yaşamın niteliğine yaptığı vurgu, aynı şekilde kadınlara oy kullanma hakkı ve daha sonra işçi kooperatifleri gibi davalara sempatisi olması, 20. Yüzyıl’da yaşanacak gelişmeleri tetikledi. <ref> Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013) </ref>  
 +
 +
=[John Stuart Mill Felsefesi]=
  
 
Mill'in savunduğu faydacılık, bir eylemin "iyi" veya "kötü" olup olmadığını belirleyen şeyin, bu eylemin sonuçları olduğunu savunur. Bu bağlamda, eylemi yapan kişiyi yönlendiren niyet ne olursa olsun, o eylemin sonuçları faydalıysa, o eylem "iyi", değilse de "kötü" dür. Kısaca faydacılık, verdikleri mutlulukla orantılı olarak eylemleri "iyi" olarak değerlendirir. Mutluluktan kasıt, alınan "haz" duygusudur. Mill'in siyasete ilişkin görüşleri ise, kendisinin savunduğu başlıca idealin özgürlük (liberty) olduğu görülür. Mill, yaşamın belirli alanlarında bireye herhangi bir müdahalenin olmaması anlamında özgürlüğü tanımlar. Mill'e göre ne devlet ne de herhangi bir çoğunluk, bir başkasının özgürlüğüne zarar vermedikçe bir bireyin özgürlüğüne müdahale etme hakkına sahip değildir. Bir düşünce susturulduğunda hem şimdiki hem de gelecek nesillere zarar verilmiş olunur. Susturulmuş düşüncenin doğru olması halinde, "yanlışı doğruyla değiştirme fırsatı" kaybedilir. Öte yandan, Mill’in özgürlük ilkesi, karakter olarak üstün bir şekilde dağıtıcıdır: sahiplerine haklar verir ve herhangi bir değeri maksimize etmek veya hatta desteklemek hakkında hiçbir şey söylemez. Mill’in özgürlük ilkesi doğal olarak iyiden çok adalet teorisinde bir unsur arar. Mill’in Özgürlük İlkesi, en doğal haliyle, mutluluk arayışına teşvik için etkili bir strateji yakalamaktan ziyade ahlaki bir sınırlama getiren bir ilke olarak görülür. <ref> John Gray, "Mill on Liberty: A Defence", (London and New York: Routledge, 1996) </ref> Özgürlüğe verdiği bu öneme paralel olarak, devlet yönetiminde demokrasi fikrini savunan Mill, alt sınıfların ve kadınların da dahil olduğu bütün yurttaşların yönetime etkin bir şekilde katılımını savunur. Ancak Mill, halkın tüm üyelerinin iktidarın oluşturulmasında eşit derecede etkili olması gerektiği düşüncesine inanmamaktadır. Mill’e göre elitist bir yaklaşımla “çoğul oy” (plural voting) sistemi olmalıdır. Bu sistem, eğitimli kişilerin hükümetin belirleme süreci üzerinde daha fazla etkiye sahip olmasını sağlar. <ref> David Held, "Models of Democracy" (Stanford: Stanford Uni. Press, 1996) </ref> Çünkü demokrasi doğru uygulanmazsa kısa sürede "çoğunluğun tiranlığına" dönüşme tehdidini bulundurur. Mill, savunduğu "çoğul oy" sistemiyle, entelektüel kapasitesini geliştirmiş ve özgürlükçü bir siyasi hayata daha fazla katkı sağlayacağına inandığı seçkin bireylerin, siyasi hayata daha fazla katılımını sağlamak istiyor.   
 
Mill'in savunduğu faydacılık, bir eylemin "iyi" veya "kötü" olup olmadığını belirleyen şeyin, bu eylemin sonuçları olduğunu savunur. Bu bağlamda, eylemi yapan kişiyi yönlendiren niyet ne olursa olsun, o eylemin sonuçları faydalıysa, o eylem "iyi", değilse de "kötü" dür. Kısaca faydacılık, verdikleri mutlulukla orantılı olarak eylemleri "iyi" olarak değerlendirir. Mutluluktan kasıt, alınan "haz" duygusudur. Mill'in siyasete ilişkin görüşleri ise, kendisinin savunduğu başlıca idealin özgürlük (liberty) olduğu görülür. Mill, yaşamın belirli alanlarında bireye herhangi bir müdahalenin olmaması anlamında özgürlüğü tanımlar. Mill'e göre ne devlet ne de herhangi bir çoğunluk, bir başkasının özgürlüğüne zarar vermedikçe bir bireyin özgürlüğüne müdahale etme hakkına sahip değildir. Bir düşünce susturulduğunda hem şimdiki hem de gelecek nesillere zarar verilmiş olunur. Susturulmuş düşüncenin doğru olması halinde, "yanlışı doğruyla değiştirme fırsatı" kaybedilir. Öte yandan, Mill’in özgürlük ilkesi, karakter olarak üstün bir şekilde dağıtıcıdır: sahiplerine haklar verir ve herhangi bir değeri maksimize etmek veya hatta desteklemek hakkında hiçbir şey söylemez. Mill’in özgürlük ilkesi doğal olarak iyiden çok adalet teorisinde bir unsur arar. Mill’in Özgürlük İlkesi, en doğal haliyle, mutluluk arayışına teşvik için etkili bir strateji yakalamaktan ziyade ahlaki bir sınırlama getiren bir ilke olarak görülür. <ref> John Gray, "Mill on Liberty: A Defence", (London and New York: Routledge, 1996) </ref> Özgürlüğe verdiği bu öneme paralel olarak, devlet yönetiminde demokrasi fikrini savunan Mill, alt sınıfların ve kadınların da dahil olduğu bütün yurttaşların yönetime etkin bir şekilde katılımını savunur. Ancak Mill, halkın tüm üyelerinin iktidarın oluşturulmasında eşit derecede etkili olması gerektiği düşüncesine inanmamaktadır. Mill’e göre elitist bir yaklaşımla “çoğul oy” (plural voting) sistemi olmalıdır. Bu sistem, eğitimli kişilerin hükümetin belirleme süreci üzerinde daha fazla etkiye sahip olmasını sağlar. <ref> David Held, "Models of Democracy" (Stanford: Stanford Uni. Press, 1996) </ref> Çünkü demokrasi doğru uygulanmazsa kısa sürede "çoğunluğun tiranlığına" dönüşme tehdidini bulundurur. Mill, savunduğu "çoğul oy" sistemiyle, entelektüel kapasitesini geliştirmiş ve özgürlükçü bir siyasi hayata daha fazla katkı sağlayacağına inandığı seçkin bireylerin, siyasi hayata daha fazla katılımını sağlamak istiyor.   

17.26, 27 Mart 2021 tarihindeki hâli

John Stuart Mill.jpg

John Stuart Mill (1806-1873), İngiliz filozof, iktisatçı ve siyasetçidir. Mill, babası olan faydacı teorisyen James Mill tarafından yoğun ve katı bir eğitime tâbi tutuldu. Mill, 20 yaşında, Coleridge ve Alman İdealistlerinden etkilenerek daha beşeri bir felsefe geliştirdi. Klasik liberalizm tarihindeki en etkili düşünürlerden biridir, sosyal teoriye, politik teoriye ve politik ekonomiye geniş ölçüde katkıda bulunmuştur. O, özgürlüğü sınırsız devlete ve sosyal kontrole karşı bireyin özgürlüğünü meşrulaştırmak olarak düşündü. Ayrıca Mill, Jeremy Bentham tarafından geliştirilen etik bir teori olan faydacılığın bir savunucusuydu. Mill'in çeşitlilik içeren karmaşık çalışmaları, liberalizmin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Birçok bakımdan klasik ve modern teoriler arasında bir köprü kurdu. Mill'in devlet müdahaleciliğine karşı muhalif bir tavrı vardı. Ancak, bireysel yaşamın niteliğine yaptığı vurgu, aynı şekilde kadınlara oy kullanma hakkı ve daha sonra işçi kooperatifleri gibi davalara sempatisi olması, 20. Yüzyıl’da yaşanacak gelişmeleri tetikledi. [1]

[John Stuart Mill Felsefesi]

Mill'in savunduğu faydacılık, bir eylemin "iyi" veya "kötü" olup olmadığını belirleyen şeyin, bu eylemin sonuçları olduğunu savunur. Bu bağlamda, eylemi yapan kişiyi yönlendiren niyet ne olursa olsun, o eylemin sonuçları faydalıysa, o eylem "iyi", değilse de "kötü" dür. Kısaca faydacılık, verdikleri mutlulukla orantılı olarak eylemleri "iyi" olarak değerlendirir. Mutluluktan kasıt, alınan "haz" duygusudur. Mill'in siyasete ilişkin görüşleri ise, kendisinin savunduğu başlıca idealin özgürlük (liberty) olduğu görülür. Mill, yaşamın belirli alanlarında bireye herhangi bir müdahalenin olmaması anlamında özgürlüğü tanımlar. Mill'e göre ne devlet ne de herhangi bir çoğunluk, bir başkasının özgürlüğüne zarar vermedikçe bir bireyin özgürlüğüne müdahale etme hakkına sahip değildir. Bir düşünce susturulduğunda hem şimdiki hem de gelecek nesillere zarar verilmiş olunur. Susturulmuş düşüncenin doğru olması halinde, "yanlışı doğruyla değiştirme fırsatı" kaybedilir. Öte yandan, Mill’in özgürlük ilkesi, karakter olarak üstün bir şekilde dağıtıcıdır: sahiplerine haklar verir ve herhangi bir değeri maksimize etmek veya hatta desteklemek hakkında hiçbir şey söylemez. Mill’in özgürlük ilkesi doğal olarak iyiden çok adalet teorisinde bir unsur arar. Mill’in Özgürlük İlkesi, en doğal haliyle, mutluluk arayışına teşvik için etkili bir strateji yakalamaktan ziyade ahlaki bir sınırlama getiren bir ilke olarak görülür. [2] Özgürlüğe verdiği bu öneme paralel olarak, devlet yönetiminde demokrasi fikrini savunan Mill, alt sınıfların ve kadınların da dahil olduğu bütün yurttaşların yönetime etkin bir şekilde katılımını savunur. Ancak Mill, halkın tüm üyelerinin iktidarın oluşturulmasında eşit derecede etkili olması gerektiği düşüncesine inanmamaktadır. Mill’e göre elitist bir yaklaşımla “çoğul oy” (plural voting) sistemi olmalıdır. Bu sistem, eğitimli kişilerin hükümetin belirleme süreci üzerinde daha fazla etkiye sahip olmasını sağlar. [3] Çünkü demokrasi doğru uygulanmazsa kısa sürede "çoğunluğun tiranlığına" dönüşme tehdidini bulundurur. Mill, savunduğu "çoğul oy" sistemiyle, entelektüel kapasitesini geliştirmiş ve özgürlükçü bir siyasi hayata daha fazla katkı sağlayacağına inandığı seçkin bireylerin, siyasi hayata daha fazla katılımını sağlamak istiyor.

Mill, "ticaretin sosyal bir eylem" olduğuna inanıyor, bu da toplumun, satışın belirli yönlerini düzenlemede meşru bir çıkarı olduğu anlamına geliyor. Bir toplumun üyeleri ticarete müdahale etmekte haklı olsa da, Mill bir kontrolün genellikle uygunsuz olduğunu ve zararlı olabileceğini savundu. Ekonomide “bırakınız yapsınlar” doktrinini çoğu zaman tercih edilen bir sistem olduğuna inandı.

Eserleri

  • On Liberty (Hürriyet Üstüne, 1859),
  • Considerations on Representative Government (Temsilî Hükümet Üzerine Düşünceler, 1861)
  • The Subjection of Women (Kadınların Tebaalaştırılması, 1869)


Ek Videolar:

1. Utilitarianism - John Stuart Mill

2. On Liberty - John Stuart Mill


Hazırlayan: Selin Dikmen


  1. Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013)
  2. John Gray, "Mill on Liberty: A Defence", (London and New York: Routledge, 1996)
  3. David Held, "Models of Democracy" (Stanford: Stanford Uni. Press, 1996)