"Deneme sayfası" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
3. satır: 3. satır:
  
  
=Kopenhag Kriterleri=
+
=Sosyalizm=
 
   
 
   
22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olarak üç ana başlığa ayrılmıştır. Siyasi kriterler de demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıklara saygı gösterilmesini ve korunmasını garanti eden kurumların varlığı ön plandadır. AB’ye üye olmak isteyen ülkeler, istikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin sahip olması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı kavramlarının içselleştirilmesi, azınlıkların korunması gibi dört ana kriterle değerlendirmeye alınacaktır. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Sözleşmesinin tüm maddeleri ile çekincesiz kabul edilmiş olması, Avrupa Konseyi Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabul edilmiş olması gibi özellikler dikkate alınmaktadır.  Ekonomik kriterler de ise  işleyen bir pazar ekonomisinin varlığının yanında birlik içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısına karşı koyma kapasitesine sahip olunması önem arzetmektedir. Kopenhag Zirve sonuçlarına göre, ekonomi alanında işlevsel bir piyasa ekonomisinin varlığı kadar, AB içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısı ile başedebilme kapasitesi de aranmaktadırTopluluk mevzuatının benimsenmesi konusunda siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına uyma dahil olmak üzere üyelik yükümlülüklerini üstlenme kabiliyetine sahip olunması önemlidir. AB’nin siyasi birlik ile ekonomik ve parasal birlik hedeflerini kabul etmek ve AB’nin aldığı karalara ve uyguladığı yasalara uyum sağlamak gerekmektedir. “Kurumsallaşmış demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri ile azınlıkların korunması” nitelikleri Kopenhag kriterlerinin ana hatlarını meydana getirmektedir.
+
Fransızca kökenli olan kelime “toplumculuk” olarak ifade edilmektedir. Toplumculuk ise üretim ve değiş tokuş araçlarının toplumsallaştırılmasını öngören doktrinlere verilen genel ad olarak tanımlanmaktadır. Toplumsal sınıfı oratadan kaldırmak ve bu şekilde toplumun yeniden yapılanmasını amaçlayan siyasi bir ideolojidir. İlk çağdan beri farklı biçimlerde yorumlanan düşüncenin önemli isimleri, daha doğrusu temsilcileri Platon, Campanella, Saint Simon, Robert Owen, Charles Fourier, Proudhon, Louis Blanc ve bilimsel sosyalizmin kurucuları olan Karl Marx ile Friedrich Engels’dirSosyalizme son şeklini veren Karl Marx’tır. Marx kendinden önceki sosyalist akımları ütopik olmaktan çıkartmış, daha somut ve bilimsel görüşlerle destekleyerek sosyalizmin bugünkü şeklini almasını sağlamıştır denebilir.  Sosyalizmde toplumculuk, sınıfsızlık,eşitlik gibi kavramlar oldukça önemlidir. Sosyalizm, çalışan nüfusun demokratik kontrolü ve yönetiminde üretim araçlarının dünya çapındaki ortak mülkiyeti anlamına da gelmektedir.Sosyalizmde baskıcı bir devlet söz konusu olamaz ve sosyalizm insanların hiçbir baskı altında olmadan özgür birlikteliğidir. Sosyalizm düşüncesi İngiltere’deki Sanayi Devrimi ve Fransa’daki burjuva demokratik devriminin ortak bir ürünüydü denebilir

14.48, 18 Mart 2018 tarihindeki hâli



Sosyalizm

Fransızca kökenli olan kelime “toplumculuk” olarak ifade edilmektedir. Toplumculuk ise üretim ve değiş tokuş araçlarının toplumsallaştırılmasını öngören doktrinlere verilen genel ad olarak tanımlanmaktadır. Toplumsal sınıfı oratadan kaldırmak ve bu şekilde toplumun yeniden yapılanmasını amaçlayan siyasi bir ideolojidir. İlk çağdan beri farklı biçimlerde yorumlanan düşüncenin önemli isimleri, daha doğrusu temsilcileri Platon, Campanella, Saint Simon, Robert Owen, Charles Fourier, Proudhon, Louis Blanc ve bilimsel sosyalizmin kurucuları olan Karl Marx ile Friedrich Engels’dir. Sosyalizme son şeklini veren Karl Marx’tır. Marx kendinden önceki sosyalist akımları ütopik olmaktan çıkartmış, daha somut ve bilimsel görüşlerle destekleyerek sosyalizmin bugünkü şeklini almasını sağlamıştır denebilir. Sosyalizmde toplumculuk, sınıfsızlık,eşitlik gibi kavramlar oldukça önemlidir. Sosyalizm, çalışan nüfusun demokratik kontrolü ve yönetiminde üretim araçlarının dünya çapındaki ortak mülkiyeti anlamına da gelmektedir.Sosyalizmde baskıcı bir devlet söz konusu olamaz ve sosyalizm insanların hiçbir baskı altında olmadan özgür birlikteliğidir. Sosyalizm düşüncesi İngiltere’deki Sanayi Devrimi ve Fransa’daki burjuva demokratik devriminin ortak bir ürünüydü denebilir