Bağımsız Türk Cumhuriyetleri

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Bağımsız Kırgızistan

Kırgızistan'ın Siyasi Yapısı

Kırgızistan Ekonomisi

Kırgızistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Kazakistan

Kazakistan'ın Siyasi Yapısı

Kazakistan Ekonomisi

Kazakistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Türkmenistan

Türkmenistan'ın Siyasi Yapısı

Türkmenistan Ekonomisi

Türkmenistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Özbekistan

Özbekistan'ın Siyasi Yapısı

Özbekistan Ekonomisi

Orta Asya’nın en kalabalık ülkesi olma özelliğine sahip Özbekistan, sahip olduğu potansiyel ile önemli bir pazar olarak görülmüştür. Bağımsızlığının ardından serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde Özbekistan, Sovyet döneminde var olan kurumları yeni koşullara uygun olacak şekilde revize etmiştir. Bağımsızlığının ilk yıllarında diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinde sektörel varlığı bulunmayan otomotiv sektörü Özbekistan için önemli bir avantajdı. Özbekistan 1990-1996 yılları arasında sanayi üretiminde reel artış gösteren tek ülkedir ve 1996 yılında ithal ikameci bir politika ile döviz ve ithalat kontrolünden yana olmuştur. Ülkeye daha fazla yabancı yatırım çekmek amacıyla 1998 yılımda ‘Yabancı Yatırımlar Kanunu’ kabul edilmiştir. 2005 yılında revize edilen bu kanun ile bazı gümrük malları için yatırımcılar lehine vergi istisnaları ve vergi muafiyeti getirilmiştir. Ülke dışa kapalı, merkeziyetçi bir ekonomiye sahip olması sayesinde 2008 krizinden fazla etkilenmemiştir. Son yıllarda sanayiye olan yatırım teşviklerini arttıran Özbekistan, 2014-2015 Dünya Bankası verilerine göre dünyanın en hızlı gelişen 5 ekonomisi arasında yer almıştır. Ayrıca yine son yıllarda girişimci iş adamlarının faaliyetlerini gerçekleştirebilmek adına iyi bir iş ortamının sağlanması alanında başarılar elde eden on ülke arasında yer alan Özbekistan, 2015 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) üyeleri arasında gıda güvenliğinin sağlanmasında Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşma ödülü alan 14 ülke arasında yer almıştır [1] [2] [3] Özbekistan’da önemli miktarda petrol ve gaz rezervleri bulunmaktadır. Dünyanın 8. Doğalgaz üreticisi olan Özbekistan’ın Milli Petrol Şirketi Uzbeneftegaz’dır. Ülkede Üstyurt, Bukharo-Khivin, Southwest- Gissar, Surkhan-Dar’ya ve Fergana olmak üzere 5 petrol bölgesi bulunmaktadır. Ülkenin petrol üretiminin %70’i Kokdumalak Sahası’nda bulunan Bukharo-Khivin bölgesinde gerçekleştirilmektedir. Üretilen petrolün dünya pazarlarına taşınması konusu sektörün en önemli problemlerinin başında gelmektedir. En zengin doğalgaz kaynakları ise Üstyurt bölgesinde bulunmaktadır. Ülkenin doğalgaz üretiminin yaklaşık %60’ı bu kaynak üzerinde yapılmaktadır. Surhan ve Kokdumalak Sahaları’nda doğalgaz sektörüne hizmet eden toplam 12 adet yapı bulunmaktadır. Ülke doğalgazının işletilmesinde aktif olarak çalışan şirketler Unocal ve Enron’dur. 1998 yılında Rusya ile İtera Acentası aracılığıyla Ukrayna, Ermenistan ve Gürcistan’a Özbek gazının satılması üzerine bir anlaşma imzalanmıştır. Özbekistan’ın önemli kömür yatakları; Angren, Baisun ve Shargun’dur. Almanya’nın Krupp Hoesch Stahlexport Şirketi ile maden ve kömür kaynaklarının işletilmesi için bir anlaşma imzalanmıştır. Dünya uranyum kaynaklarının önemli bir miktarı topraklarında bulunduran Özbekistan, elektrik ihracı konusunda da Türk Cumhuriyetleri içerisinde ikinci sıradadır [4]

Özbekistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Azerbaycan

Azerbaycan'ın Siyasi Yapısı

Azerbaycan Ekonomisi

Azerbaycan'ın Sosyal Dinamikleri

Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri İlişkileri (1991 Sonrası Dönemin İncelenmesi)

Türkiye ve Kırgızistan İlişkileri

Türkiye ve Kazakistan İlişkileri

Türkiye ve Türkmenistan İlişkileri

Türkiye ve Özbekistan İlişkileri

Türkiye ve Azerbaycan İlişkileri

Siyasi Bağlamda Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Rusya İlişkileri

Bağımsız Kazakistan-Rusya İlişkileri

Bağımsız Kırgızistan-Rusya İlişkileri

Bağımsız Türkmenistan-Rusya İlişkileri

Bağımsız Özbekistan-Rusya İlişkileri

Özbekistan, bağımsızlık kazanımının ardından Rusya ile olan ilişkilerinde mesafeli bir tavır takınmayı tercih etmiştir. Bu durumun iki önemli nedeni bulunmaktadır. İlk neden, uluslararası sorunlarda bakış açılarında farklılık bulunması; ikinci neden ise Özbekistan’ın Rusya’yı bölgesel rakibi olarak görmesidir. Ancak bölge üzerinde iki ülkenin de stratejik öneme sahip olması birbiri ile olan ilişkilerinin tamamen kopmasını engellemiştir. Genel anlamda Özbekistan Rusya’nın ağırlığında olan uluslararası oluşumların üyeliklerinden çekilirken veya pasif üyelik tercih ederken, Rusya ile olan ikili ilişkilerinde işbirliğini üst düzeylerde tutmayı tercih ettiği konular da olmuştur [5] Rusya ise kurulduğu ilk yıllarda Batı ile olan ilişkilerine öncelik vermiş ve Sovyetlerin dağılmasının ardından eşit statüde bulunduğu Orta Asya Cumhuriyetleri ile olan ilişkilerini zamanla bölgesel çıkarlarına yönelik şekillendirmiştir. Yakın çevre doktrini ile yeni stratejiler geliştiren Rus Hükümeti, neo-emperyal politikalar çerçevesinde Orta Asya’da hâkimiyet kurması için kilit konumda olan Özbekistan ile de ilişkilerini revize etme kararı almıştır [6] Rusya ile Özbekistan’ı aynı çizgi etrafında birleştiren konulardan biri radikal İslam ile mücadeledir. Büyük çoğunluğu Özbekistan sınırları içinde bulunan Fergana Vadisi, Orta Asya’daki radikal İslamcı örgütlerin yerleşik olduğu bir coğrafyadır. Kerimov bu tür oluşumlara karşı İslami Partileri kapatmak gibi baskıcı politikalar izlemiştir. Ancak bu baskı yönetimi yasaklanan düşünce şeklinin sempati kazanmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla Özbekistan bu noktada dış yardımlara ihtiyaç duymuş ve ilk destek Rusya’dan gelmiştir. Zaten BDT oluşumu da bölgesel tehditlere karşı ortak bir güvenlik anlayışının benimsenmesi amacıyla kurulmuştur. Özbekistan aynı dönemde ABD’den destek almayı yeğlemiş, böylece Rusya’yı dengelediğini düşünürken El Kaide’nin de tepkisini çekmiştir [7] Başlangıçta bağımsız bir politika izleme düşüncesinde olan Özbekistan, bölge üzerinde Rusya’nın konumunu almak istediği için 1994 yılında Orta Asya Birliği oluşumunun öncülüğünü yapmıştır. 2002 yılında Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Tacikistan’ın katılımıyla Almatı’da yapılan bir toplantı ile Orta Asya Birliği’ne son verilmesi kararı alınmış, Orta Asya İşbirliği Örgütü (OAİÖ) kurulmuştur. Rusya Federasyonu’nu dışarıda tutan bu hamle Moskova yönetimini oldukça rahatsız etmiştir. 2004 yılında Rusya’nın bu örgüte üyeliği alınmış, ardından Rusya bölgede çok fazla işbirliği oluşumunun olması gerekçesiyle OAİÖ’yü Avrasya Ekonomik Topluluğu ile birleştirmek istemiştir. Bu çabalar sonuç vermiş ve bir süre sonra birlik AVET ile aynı çatı altına alınmıştır. Özbekistan’ın böyle bir öneriyi kabulünde 2005 Andican Olayları’nın ardından Rusya ile kurduğu yakın ilişkilerin etkisi bulunmaktadır [8] Putin’in cumhurbaşkanı olmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde olumlu değişiklikler yaşanmıştır. 2000 yılında Putin’in ziyaret ettiği ilk ülke Özbekistan olmuştur. Özbekistan İslami Hareketi ve Taliban tehdidinin arttığı bu yıllarda Özbekistan ile ek savunma anlaşması imzalamak istemiştir. Ancak Kerimov böyle bir anlaşmanın Rusya’ya olan bağımlılığı artıracağı düşüncesiyle bu öneriye sıcak bakmamıştır. Yine 2003 yılında Rusya’nın kurucu ve baskın üyelerinden olduğu Şangay İşbirliği Örgütü Taşkent Ofisi açılmıştır. Orta Asya’da renkli devrimlerin yaşanması ve bu sebeple Özbekistan’ın ABD ile olan ilişkilerine mesafe koyması Rusya açısından olumlu bir gelişmedir. Artan terör saldırıları sonucunda ABD’den gelen terörizme karşı işbirliği önerilerini reddeden Kerimov Putin ile görüşmüştür. Putin bu ziyarete karşılık Haziran 2005’te Taşkent’e gitmiş ve Özbekistan-Rusya arasında Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalanmıştır. Ayrıca Ekim 2005’te, Rusya’nın 2004 yılında üye olduğu Orta Asya Anlaşması Örgütü Petersburg’da düzenlenen bir zirve ile EurAsEC ile birleştirilmiştir. 14 Kasım 2005 tarihinde imzalanan bir başka ortaklık anlaşması ile Özbekistan-Rusya ilişkilerinde doruk noktaya ulaşılmıştır. Bunun en önemli sonuçlarından birisi, 2006 yılında Özbekistan’ın 1999’da ayrılmayı tercih ettiği KGAÖ’ye üyeliğinin gerçekleştirilmesidir. Gelişen ilişkilere rağmen Özbekistan yönetimi Rusya’ya karşı olan endişelerini bir kenara bırakamamıştır. 2009-2010 yıllarından sonra gelen süreçte Rusya’nın, Kırgızistan ve Afganistan gibi ülkelerde artan gerginliklere fazlasıyla müdahil olması ve KGAÖ’yü bölgesel politikaları için bir araç haline getirmesi Özbekistan’ı rahatsız etmiştir. Özbekistan’ın da üye olduğu bu örgütte yaşanabilecek böyle bir dönüşüm hem Özbekistan-ABD arasındaki mesafeyi artırabilir hem de Özbekistan’ın Rusya’ya daha çok bağlılığına neden olabilirdi. Bu gerekçelerle ve 2011’den sonra ABD ile artan yakınlığı sonucunda Özbekistan, 2012 yılında KGAÖ’den bir kez daha ayrılmıştır [9] Son dönemlerde iki ülke arasındaki ilişkilere bakıldığında tekrar olumlu esintiler olduğundan söz edilebilir. 2016 yılında Kerimov’un hayatını kaybetmesi ve Mirziyoyev’in cumhurbaşkanlığına seçilmesi üzerine ülkede ‘açıklık ve iyi komşuluk’ dönemi başlamıştır. Ayrıca Mirziyoyev bağlantısızlık politikasını sürdüreceği açıklamasını da yapmıştır [10]. Benimsenen politika çerçevesinde hemen somut adımlar atmaya başlayan Özbekistan; 26 Eylül 2017 tarihinde düzenlenen Özbekistan-Rusya İş Forumu’nda 2018-2019 yıllarına yönelik işbirliği memorandumunun icraate konulması için bir yol haritası imzalanmıştır [11]. 12 yıl aradan sonra 3-7 Ekim 2017 tarihlerinde Özbekler ve Ruslar arasında ilk defa ortak bir tatbikat düzenlenmiştir. Bu tatbikatın amacı iki ülke arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, istikrarın pekiştirilmesi ve terör, aşırılıkçılık, ayrılıkçılık gibi küresel tehditlere gözdağı vermektir [12]. Ayrıca Mirziyoyev, 11 Ekim tarihinde BDT Devlet Başkanları Konseyi Toplantısı’na katılmak için gittiği Soçi’de Rus mevkiidaşı Putin ile görüşmüş ve ikili son bir yılda iki ülke arasındaki ilişkilerin son derece geliştiği mesajını vermiştir [13]. Son olarak 3 Kasım’da Özbekistan’da gerçekleştirilen BDT ülkeleri başbakanlar toplantısına Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev de katılmıştır. BDT oluşumu içerisinde önemli bir hukuki altyapının oluşturulmaya çalışıldığının ve tüm üye devletler ile işbirliği mekanizması içinde hareket edileceğinin altı çizilmiştir [14]

Rusya'nın Orta Asya Güvenlik Politikaları

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Kazakistan İlişkileri

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Kırgızistan İlişkileri

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Tacikistan İlişkileri

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Özbekistan İlişkileri

Rusya'nın Orta Asya Güvenlik Politikası Araçları ve İşbirliği Mekanizmaları

Bağımsız Devletler Topluluğu

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü

Anti-Terörizm Merkezi

Şanghay İşbirliği Örgütü

Türk Dünyası Kurumları

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY)

12 Temmuz 1993 tarihinde Almatı’da Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın bir araya gelmesi ile imzalanan ‘TÜRKSOY’un Kuruluşu ve Faaliyet İlkeleri Hakkında Anlaşma’’ ile Türk Kültür Ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) oluşturulmuştur. Bu oluşuma daha sonra gözlemci ülke statüsü ile Rusya Federasyonu’na bağlı Altay Cumhuriyeti, Başkurdistan Cumhuriyeti, Hakas Cumhuriyeti, Saha (Yakut) Cumhuriyeti, Tataristan Cumhuriyeti, Tıva Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti’ne bağlı Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti katılmıştır. TÜRKSOY üyesi olan cumhuriyetlerin içişlerine karışma amacı gütmeyen bu oluşum; Türk dili konuşan ülkeler ile dostane ilişkiler kurarak, ortak Türk kültürünü, dilini, tarihini, sanatını, gelenek ve göreneklerini araştırmak, geliştirmek, korumak ve gelecek kuşaklara aktararak kalıcı kılmak amacıyla çalışmalarını sürdüren uluslararası bir kültür-sanat teşkilatıdır. Resmi dili Türkçe, yönetim merkezi Ankara ve ev sahibi ülke ise Türkiye’dir. Örgütün karar verme organı üye devletlerin Kültür Bakanları’ndan oluşan Daimi Konsey’dir. Bugüne kadar birçok kez toplanan Daimi Konsey toplantıları TÜRKSOY Genel Sekreterliği tarafından düzenlenir. TÜRKSOY Genel Sekreteri Kazakistan Eski Kültür Bakanı Düysen Kaseyinov, Genel Sekreter Yardımcısı ise Prof. Dr. Fırat Purtaş’dır. Birleşmiş Milletler, UNESCO, ISESCO gibi uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde olan TÜRKSOY’a üye devletler kuruluş nezdinde yapılan çalışmalarda eşit haklara sahiptir [15] [16] 2015 Merv - Türk Dünyası Kültür Başkenti Yılı’nın kapanış programı 26-28 Kasım 2015 tarihinde Türkmenistan’ın Merv kentinde gerçekleştirilmiştir. TÜRKSOY Daimi Konseyi 33. Kez bir araya gelmesi vesilesiyle yapılan etkinliklere, TÜRKSOY üyesi ülkelerden Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Türkmenistan ve Moldova’ya bağlı Gagavuz Yeri Kültür Bakanları ve temsilcileri katılmıştır. TÜRKSOY Daimi Konsey 33. Dönem Toplantısı Türkmenistan Kültür Bakanı TÜRKSOY Dönem Koordinatörü Annageldi Garadjayev başkanlığında gerçekleşmiştir. Bakan Garadjayev 2015 Merv - Türk Dünyası Kültür Başkenti Yılı’nın programı kapsamında 2015 boyunca gerçekleşen etkinlikler hakkında bilgi vermiştir. Daimi Konsey, 2015 yılı içerisinde yapılan çalışmaları değerlendirirken 2016’ya yönelik yol haritası da çizilmiştir. Toplantıda alınan kararla 2016 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti Azerbaycan’ın Seki şehri seçilmiştir. Daimi Konsey tarafından TÜRKSOY ülkelerinde 2016’da doğumunun 1000. Yılını kutlanılan “Kutadgu Bilig”in yazarı, büyük Türk düşünür ve şairi olan Yusuf Has Hacib Yılı’nı ilan edilmiştir. Ayrıca TÜRKSOY Daimi Konseyi 34. Dönem Toplantısı’nın 2016 yılında Azerbaycan’da gerçekleştirilmesi karara bağlanmıştır ve TÜRKSOY Dönem Koordinatörü olarak Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanı Ebulfas Garayev seçilmiştir. 2016 yılında Azerbaycan’ın Seki şehrinde yapılan 34. Dönem Toplantısı da büyük organizasyonlarla 1 Aralık 2016 tarihinde gerçekleştirilmiştir. 2016 yılında yapılan çalışmaların değerlendirildiği toplantıda, 2017 Molla Panah Vagif’i Anma Yılı olarak kabul edilirken 2017 yılı Türk Dünyası Kültür başkenti ise Kazakistan’ın Türkistan şehri seçilmiştir. 5 Aralık 2017 tarihinde Kazakistan’da yapılan 35. Dönem Toplantısı’nda ise 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu olarak belirlenmiş ve 2018'i Azerbaycanlı bestekar Gara Garaliyev, Kazak milli şairi Mağjan Jumabayev ve Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'u anma yılı ilan etmiştir. [17] [18] [19]

Türkçe Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (TDİK-TÜrk Keneşi)

SSCB’nin dağılması ile birlikte ön plana çıkan Orta Asya ve Kafkasya ile bütünleşme çabalarımızın somut sonuçlarından biri de Türkçe Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi’dir. Gerçekleştirilen zirveler ile katılımcı devletler arasındaki işbirliği ve dayanışmanın en üst düzeyde olması amaçlanmıştır. 30-31 Ekim 1992’de Ankara’da toplanan ilk zirveye; 8. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Askar Akayev, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov katılmıştır. Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan bu zirvelere 2000 yılına kadar 6 ülke de devlet başkanları düzeyinde katılım sağlarken altıncı zirveden itibaren katılım oranında azalmalar görülmüştür. Günümüze kadar toplamda 10 zirve gerçekleştirilmiştir. Özbekistan ve Türkmenistan’ın 2000 yılından sonraki mesafeli tavrı ilk olarak 2001 yılındaki toplantıya meclis başkanları düzeyinde katılım sağlamaları ile kendini göstermiştir. 2006 yılındaki zirveye ise Özbekistan katılım sağlamazken Türkmenistan büyükelçi düzeyinde, diğer dört ülke ise yine devlet başkanları düzeyinde temsil edilmiştir. Zirveyi canlı tutmak adına Türkiye, Kırgızistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın katılımı ile Türk Dili Konuşan Devletler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) adında yeni bir oluşuma gidilmiştir. İlk genel kurul toplantısı 29 Eylül 2009’da Bakü’de gerçekleştirilmiş ve bu toplantıda TÜRKPA’nın içtüzüğü, Sekreteryası ve Bakü Beyannamesi kabul edilmiştir [20] Türk Dünyası ülkeleri arasındaki dil, din, kimlik, kültür ve tarihsel bağlar etrafında şekillendirilen işbirliğinin ve karşılıklı dayanışmanın sürdürülmesi yönündeki isteğe bağlı olarak zirveler sürecindeki kurumsallaşmanın devamını sağlamak amacıyla 9. Zirve sırasında Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından 2-3 Ekim 2009 tarihinde imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin (TDİK- Türk Keneşi) kurulması kararlaştırılmıştır. 16 Eylül 2010 tarihinde imzalanan İstanbul Bildirisi ile Türk Konseyi’nin kuruluşu resmen ilan edilmiş, konseyin öncelikleri ve amaçları belirtilmiştir. Konseyin temel amacı, Türk Dili Konuşan devletler arasındaki işbirliğinin derinleştirmek, bölgesel ve küresel istikrara katkı sağlamak olarak nitelendirilmiştir. [21] [22] Örgütün, Nahçıvan Anlaşması 2. Maddesinde belirtilen temel amaç ve görevleri şunlardır: [23] • Taraflar arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi; • Bölge ve bölge dışında barışın korunması; • Dış politika konularında ortak tutumlar benimsenmesi; • Uluslararası terörizm, ayrılıkçılık, aşırılık ve sınır ötesi suçlarla mücadele için eylemlerin koordine edilmesi; • Ortak amaçlarla ilgili her alanda etkili bölgesel ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi; • Ticaret ve yatırım için uygun koşulların yaratılması; • Kapsamlı ve dengeli bir ekonomik büyüme, sosyal ve kültürel gelişimin amaçlanması; • Hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi yönetim ve insan haklarının korunması konularının tartışılması; • Bilim, teknoloji, eğitim ve kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi; • Kitle iletişim araçlarıyla etkileşimin ve daha yoğun bir iletişimin teşvik edilmesi; • Hukuki konularda bilgi değişimi ve adli işbirliğinin teşvik edilmesi. Türk Konseyi’nin karar verme organı ‘dönem başkanı’ unvanına sahip ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından yönlendirilen Devlet Başkanları Konseyi’dir. Dönem başkanlığı 1 yıl süre ile yürütülmektedir. Devlet Başkanları Konseyi’nin altında Dışişleri Bakanları Konseyi ve Kıdemli memurlar komitesi bulunmaktadır. Aksakallar Konseyi ise danışma organı olup Türk büyüklerine saygı ve tecrübelerinden faydalanma geleneğinden gelmektedir. Genelde işbirliği alanları ve zirve konuları Sekretarya tarafından belirlenir ve Bakanlar ve Devlet Başkanları’nın kabul ve onayına sunulur. Konseyin tüm çalışmaları Sekretarya tarafından yürütülür ve konseyin Genel Sekreteri üç yıllığına sıra ile seçilir. Türk Konseyi bünyesindeki işbirliği çok boyutlu bir hal alması açısında Almatı ve Bodrum Zirveleri ayrı bir önem arz etmektedir. Bu kapsamda, siyasal işbirliği ve Türk devletleri arasındaki ilişkilerin gelişimi hız kazanmıştır. Bununla beraber, her sene yapılan düzenli toplantıların dışında New York’ta dışişleri bakanlarınca gayrı resmi formatta gerçekleştirilen toplantılar da geleneksel bir hal almıştır. Konsey içinde dönem başkanlığı müessesi güçlendirilerek üye ülkeler arasındaki eşitlik kavramı attırılmaya çalışılmıştır. 2013 yılı itibariyle bakan yardımcıları düzeyinde düzenli güvenlik istişareleri başlatılmıştır. BM nezdinde yapılan toplantılarda Konseye üye devletlerin ortak bir karar çerçevesinde eşgüdümlü olarak oy kullanması, üye ülkeler arasındaki gelişen işbirliğinin bir sonucudur. Ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nde her sene bir Türk devletinin yer almasına yönelik ortaya koyulan irade çerçevesinde, üye ülkelerin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği adaylıkları karşılıklı olarak desteklenmektedir. Gereken durumlarda Türk Konseyi ve ilgili uluslararası örgütlerle yapılan toplantılar neticesinde Dışişleri Bakanları Konseyi tarafından ortak bir açıklama yapılması uygulaması Türk Konseyi bünyesinde gerçekleştirilen siyasi işbirliğinin somut örneklerindendir. Şimdiye kadar Afganistan, Mısır ve Ukrayna ile ilgili yapılan görüşmeler sonucu benimsenen ortak tutum deklare edilmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİT), Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AGİK) ve Birleşmiş Milletler (BM) ortak faaliyet yürütülen uluslararası kuruluşlardır [24] [25] Almatı Zirvesi’nde oluşturulan Türk İş Konseyi, Bişkek Zirvesi’nde imzalanan anlaşmalar neticesinde Bakü’de faaliyete geçecek olan Türk Kültür ve Miras Vakfı ile Astana’da yerel bir akademiden uluslararası bir örgüte dönüştürülen Türk akademisi Türk Konseyi’nin ilişkili kurumları arasındadır [26] Dış politikada ortak tutumlar benimsenmelidir ilkesinden hareketle ve bu doğrultuda SSCB’den kalan birtakım sorunların çözümünde tarafsız bir şekilde aktif rol alan Türk Konseyi, uluslararası örgütlerin ortak varlık gerekçesi olan, ilgili bölgede düzen ve istikrarı sağlama ve sınır aşan meselelerin çözümü konusunda üzerine düşen sorumluluğu eksiksiz olarak yerine getirmektedir. Bu bağlamda bu oluşumun Türk Dünyası için ciddi bir potansiyele sahip olduğu söylenebilir. 2011 itibariyle düzenlenen zirveler yakınlaşma ve uyum sağlama çabası çerçevesinde belirli bir temaya uygun olarak düzenlenmiştir. Örneğin; 2011 TDKÜİK Zirvesi ‘Ekonomik İşbirliği’, 2012 TDKÜİK Zirvesi ‘Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği’, 2013 TDKÜİK Zirvesi ‘Ulaştırma ve Bağlantı’, 2014 TDKÜİK Zirvesi ‘Turizm Alanında İşbirliği’ ve 2015 TDKÜİK Zirvesi ise ‘Medya ve Enformasyon İşbirliği’ temaları çerçevesinde belirlenen amaçlara hizmet etmiştir. Henüz genç bir oluşum olan ve uzun vadede umut vadeden Türk Konseyi son yıllarda özellikle eğitim ve kültür alanında yaptığı çalışmalar ile (Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi, Uluslararası Türk Haber Televizyon Kanalı’nın kurulması, Türk Akademisi, Türk Kültür ve Miras Fonu vb.) beklentileri yükseltmektedir [27]

Uluslararası Türk Akademisi

2009 yılında Azerbaycan’ın Nahçıvan şehrinde gerçekleştirilen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 9. Zirvesi’nde Nursultan Nazarbayev tarafından sunulan bir öneri ile Türk medeniyetinin dünya uygarlığına yaptığı katkıları incelemek, maddi ve manevi zenginliklerini araştırmak adına bir merkez kurulması kararlaştırılmış ve bu fikir 25 Mayıs 2010 tarihinde Astana’da hayata geçirilmiştir. 23 Ağustos 2012’de gerçekleştirilen Türk Keneş’i ikinci Zirvesi’nde Kazakistan’ın ulusal akademisi olan bu akademiyi uluslararası bir araştırma merkezi haline getiren ‘’Türk Akademisinin Kuruluşuna Dair Anlaşma’’ imzalanmıştır. 27 Ağustos 2014 itibariyle uluslararası bir örgüt niteliği kazanan Türk Akademisi kurucu anlaşmasıyla taraflara, Kazakistan Cumhuriyeti Akademi’nin kurulacağı yer ve binalar konusunda Kazakistan Cumhuriyeti ile Ev Sahibi Ülke Anlaşması yapmak hususunda yetki verilmiştir. Akademi, Türk Akademisi Başkanı, Başkanın bağlı bulunduğu diğer kurucu ülkelerden seçilen başkan yardımcıları ve taraflardan birer temsilci seçilerek oluşturulan Bilim Konseyi tarafından idare edilir. Bilim Konseyi 8 üyeden oluşmaktadır. Uluslararası Türk Akademisi’nin (Bundan sonra UTA) temel vizyonu, Türk kültürünün tarihî ve manevi rolü ön planda tutularak, üye devletler arasındaki dostane ilişkileri ve eğitim ve bilimsel alandaki işbirliğini geliştirmek ayrıca Türk dünyasının dünya medeniyetine ve insanlığın gelişimine sağladığı katkıyı ortaya koymaktır. Bu bağlamda akademi Türkiyat alanında etkin olan kişi ve kurumların çatı örgütü durumundadır. Bu kurum ve şahısların çalışmalarını desteklemektedir. Ayrıca Uluslararası Türk Akademisi, Türk Dünyası’nın geçmişten bugüne tarihi ve kültürel zenginliğini, maddî ve manevî değerle¬rini incelemek; Türk topluluklarının dünya görüşü, ekonomik gelişme stra¬tejileri ve uluslararası ilişkilerde aldığı pozisyonları geniş bir şekilde araştırma sorumluluğuna sahiptir. Bütün bu amaçları gerçekleştirme doğrultusunda da uluslararası alanda etkinlik gösteren ilgili diğer uluslararası örgüt ve kuruluşlarla işbirliği içerisindedir [28]

  1. Oğan, Gökçe (2016), ‘’ Kerimov: ‘Özbek tipi’ Demokrasinin Mimarı’’, http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kerimov-ozbek-tipi-demokrasinin-mimari, (e.t.31.10.2017)
  2. https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/%C3%96zbekistan/html-viewer-ulkeler?contentId=UCM%23dDocName%3AEK-160704&contentTitle=T%C3%BCrkiye+ile+Ticaret&_adf.ctrl-state=140g1jkve9_22&_afrLoop=15707072931635432&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=fdxbwv4jn#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dfdxbwv4jn%26_afrLoop%3D15707072931635432%26contentId%3DUCM%2523dDocName%253AEK-160704%26contentTitle%3DT%25C3%25BCrkiye%2Bile%2BTicaret%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3D140g1jkve9_26
  3. Karluk, Rıdvan, Gencer Hiç, Ayşen (2016), ‘’Orta Asya’da Oluşturulan Ekonomik ve Siyasi Entegrasyonlar Kapsamında Türkiye- Özbekistan İlişkileri’’, https://www.avekon.org/papers/1466.pdf, (e.t.31.10.2017)
  4. Devlet Planlama Teşkilatı (2000), ‘’Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri ve Bölge Ülkeleri İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu Raporu’’, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara
  5. Sarı, Yaşar (2015), Özbekistan Dış Politikası, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi
  6. Sönmez, Sait (2013), ‘’Güvenlik Sorunları ve Bağımsızlaşma Kıskacında Özbekistan-Rusya İlişkileri (1991-2013)’’, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6 (28), s.318-339
  7. Adıbelli, Barış (2008), Avrasya Jeopolitiğinde Büyük Oyun, 1. Baskı, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık
  8. Kaya, Sezgin (2013), Rusya’nın Doğu Politikası, 1. Baskı, Bursa: Ekin Yayınevi
  9. Sönmez, Sait (2013), ‘’Güvenlik Sorunları ve Bağımsızlaşma Kıskacında Özbekistan-Rusya İlişkileri (1991-2013)’’, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6 (28), s.318-339
  10. ‘Özbekistan’da Mirziyoyev’in Cumhurbaşkanı Seçilmesi’, (05.12.2016),http://www.medyaradar.com/ozbekistanda-mirziyoyevin-cumhurbaskani-haberi-538579
  11. ‘Özbekistan-Rusya İş Forumu’, (26.09.2017), http://www.sonhaberler.com/genel/ozbekistan-rusya-is-forumu-h436385.html
  12. ‘Özbekistan’da Rusya İle Ortak Tatbikat’, (05.10.2017), http://qha.com.ua/tr/turk-dunyasi/ozbekistan-da-rusya-ile-ortak-tatbikat/160130/
  13. ‘Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev Rus Mevkidaşı Putin ile Görüştü’, (11.10.2017), https://www.timeturk.com/ozbekistan-cumhurbaskani-mirziyoyev-rus-mevkidasi-putin-ile-gorustu
  14. ‘BDT Ülkeleri Özbekistan’da Toplandı’, (03.11.2017), http://www.yeniakit.com.tr/haber/bdt-ulkeleri-ozbekistanda-toplandi-391253.html
  15. Deşilmek, Enes (2015), ‘’ Entegrasyon Teorileri Bağlamında Türkiye’nin Orta Asya Politikası’’, https://www.academia.edu/9347327/SSCB_SONRASI_T%C3%9CRK%C4%B0YEN%C4%B0N_ORTA_ASYA_POL%C4%B0T%C4%B0KASI
  16. Purtaş, Fırat (2015), ‘’ Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY)’’, Turgut Demirtepe ve Murat Yılmaz (ed.), Türk Toplulukları ve Türk Cumhuriyetleri Yıllığı 2013, Ankara: Hoca Ahmet Yesevi Türk Kazak Üniversitesi, 593-599
  17. Kınacı, Cemile (2016), ‘’ 33. TÜRKSOY Daimi Konseyi Türk Dünyası’nı Merv’de Bir Araya Getirdi’’, TURKSOY Dergisi, sayı 48, s. 14-22
  18. ‘Türksoy Daimi Konseyi 34. Dönem Toplantısı Azerbaycan'da Gerçekleştirildi’, (02.12.2016), http://www.milliyet.com.tr/turksoy-daimi-konseyi-34-donem-toplantisi-ankara-yerelhaber-1683355/
  19. ‘Kazakistan'da TÜRKSOY Daimi Konseyi 35. Dönem Toplantısı Gerçekleşti’, (07.12.2017), http://avim.org.tr/tr/Bulten/KAZAKISTAN-DA-TURKSOY-DAIMI-KONSEYI-35-DONEM-TOPLANTISI-GERCEKLESTI
  20. Deşilmek, Enes (2015), ‘’ Entegrasyon Teorileri Bağlamında Türkiye’nin Orta Asya Politikası’’, https://www.academia.edu/9347327/SSCB_SONRASI_T%C3%9CRK%C4%B0YEN%C4%B0N_ORTA_ASYA_POL%C4%B0T%C4%B0KASI
  21. Deşilmek, Enes (2015), ‘’ Entegrasyon Teorileri Bağlamında Türkiye’nin Orta Asya Politikası’’, https://www.academia.edu/9347327/SSCB_SONRASI_T%C3%9CRK%C4%B0YEN%C4%B0N_ORTA_ASYA_POL%C4%B0T%C4%B0KASI
  22. http://www.turkkon.org/tr-TR/genel_bilgi/1/10
  23. http://www.turkkon.org/tr-TR/genel_bilgi/1/10
  24. Kıdırali, Darhan (2015), ‘’Türk Konseyi (Türk Keneşi)’’, Turgut Demirtepe ve Murat Yılmaz (ed.), Türk Toplulukları ve Türk Cumhuriyetleri Yıllığı 2013, Ankara: Hoca Ahmet Yesevi Türk Kazak Üniversitesi, s. 576-589
  25. Musabay Baki, Pelin (2014), ‘’Avrasya’da Bölgesel İşbirliği Sürecinden İşbirliği Mekanizmasına: Türk Konseyi’’, Bilge Strateji, 6 (11), s. 133-162
  26. Musabay Baki, Pelin (2014), ‘’Avrasya’da Bölgesel İşbirliği Sürecinden İşbirliği Mekanizmasına: Türk Konseyi’’, Bilge Strateji, 6 (11), s. 133-162
  27. Şahin, Çiğdem (2015), ‘’Uluslararası Örgüt İşlevleri Açısından Tük Konseyi’’, https://www.academia.edu/20173678/ULUSLARARASI_%C3%96RG%C3%9CT_%C4%B0%C5%9ELEVLER%C4%B0_A%C3%87ISINDAN_T%C3%9CRK_KONSEY%C4%B0_T%C3%9CRK_KENE%C5%9E%C4%B0_
  28. Kıdırali, Darhan (2015), ‘’ Uluslararası Türk Akademisi’’, Turgut Demirtepe ve Murat Yılmaz (ed.), Türk Toplulukları ve Türk Cumhuriyetleri Yıllığı 2013, Ankara: Hoca Ahmet Yesevi Türk Kazak Üniversitesi, s. 599-607