Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla


Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü, İngilizce adıyla Organization of Petroleum Exporting Countries- OPEC, 9-14 Eylül 1960 tarihinde Bağdat'ta toplanan konferans sonucunda, petrol ihraç eden ve bilinen dünya petrol rezervlerinin önemli kısmını ellerinde bulunduran ülkeler ile Cenova merkezli kurulmuştur. Ancak Örgütün merkezi 1965 yılında Viyana'ya taşınmıştır. Kurucu ülkeler Suudi Arabistan, İran, Kuveyt, Irak ve Venezuela'dır. Ancak zamanla Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Ni­jerya, Libya, Cezayir, Ekvator, Angola ve Gabon'da birliğe katılmıştır. Ancak Ekvator ve Gabon 1990’lı yıllarda OPEC’ten ayrılmışlardır. Kurulumundaki temel amaç üye ülkelerin petrol politikalarını koordine etmek ve bu şekilde hem ihracatçılara güvenli, adil ve istikrarlı bir fiyat sağlamayı; hem ithalatçı ülkelere düzenli ve ekonomik petrol te­min etmektir. OPEC, bağımsız petrol üreten ülkeler arasında işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir kuruluştur. Petrol fiyatlarını ve üretim miktarlarını belirlemesi açısından kartel özelliği göstermektedir. Ancak uygulamada Örgüt'ün aldığı kararlara uyulmasını fiilen sağlayacak bir mekanizma yoktur [1].


OPEC, petrol fiyatlarını başlıca petrol şirketlerinin belirlediği bir afişe fiyat üzerinden belirlenmekteydi. Bu şirketler grubu “Yedi Kız Kardeşler” adıyla bilinmektedir. bu şirketler, petrolünü çıkarttıkları ülkelere varil başına belirli bir ödeme yapmaktaydılar. Petrol şirketleri tarafından ülkelere ödenen bu ücret, şirketler tarafından tek taraflı olarak belirlenmekteydi. Ancak başlıca petrol şirketleri 1959’da afişe fiyatta % 10’luk bir indirim yaptılar. Yedi Kız Kardeşten biri olan Exxon, daha sonra afişe fiyat üzerinde % 7’lik bir indirim daha yaptı. Bu diğer şirketler tarafından da uygulandı. Böyle bir ortamda OPEC kuruluş amacını başlıca amacı petrol şirketlerinin uygulayacağı yeni bir fiyat indirimine karşı üretici ülkelerin gelirlerini koruma altına almaktı. Kuruluş anlaşmasının 2. maddesi de buna odaklanmaktadır: “bireysel ve toplu olarak üye ülkelerin çıkarlarının en iyi şekilde korunması için petrol politikalarının birleştirilmesi ve koordine edilmesi”. Bu ülkelerin gelirleri, başlıca petrol şirketlerinin uyguladığı afişe fiyat indiriminden sonra, yaklaşık olarak % 15 oranında düşmüştü. Bu nedenle, yeni kurulan OPEC’in aldığı ilk kararlardan biri, petrol şirketlerinin fiyat istikrarını sağlamaları gerektiği olmuştur. Üye ülkelere sorulmadan fiyat indirimi yapılmasının önüne geçmek istenmiştir. Ayrıca petrol fiyatlarının 1959’dan önceki seviyesine getirilmesi gerekliliğine vurgu yapmıştır. OPEC’in uygulamaya koyduğu ilk çabalardan biri üye ülkelerdeki vergi sistemlerini birbirleri ile uyumlu bir hale getirmek olmuştur. Petrol şirketlerinin ödeyeceği vergiler artık her yerde geçerli olan belirli bir afişe fiyat üzerinden işlem görecekti [2].


Arap ülkeleri, zamanla ellerindeki petrolü Batılı ülkelere karşı bîr strateji aracı olarak veya bir silah gibi kullanmak istemişlerdi. Siyasi arenadaki sorunlarda Batılıların duruşuna tepkilerini göstermek adına 1973 sonları ve 1974 başlarında ve 1979 yılında OPEC, petrol fiyatlarında ciddi oranlarda zam yapılmıştır. Petrol fiyatlarındaki bu aşırı yükselme, ithalatçı durumundaki ülkelerde büyük dış ödeme açıkları ve dış borç yükü, iç ekonomilerde ise şiddetli enflasyonla birlikte işsizlik (stagflasyon) sorunları doğurdu. Bu durum petrol ihracatçısı ülkelerin büyük dolar rezervle­rine sahip olmasını sağladı. "Petrodolar" adı verilen bu fonlar ile OPEC ülkelerinin kazançları artmaya başladı. Batılı sanayileşmiş ülkelerde büyük bir resesyon doğuracağından endişe edilmişti. Fakat beklenen tehlike gerçekleşmedi. OPEC ülkeleri bu petrodolar fonlarını, büyük ölçüde Batılı sermaye piyasalarına yaptıkla­rı yatırımda ve Batı'dan satın aldıkları malların finansmanında kullandılar. Böylece söz konusu fonlar Batılı ülkelerin ekonomilerinden çekilmiş olmadı. Zaman içerisinde ülkeler arasında da anlaşmazlıklar çıktı. Suudi Arabistan gibi ülkeler yüksek fiyatların OPEC dışı petrol üretimini ve alternatif enerji kaynaklarını özendireceğini savunarak aşırı fiyat politikasına karşı çıktılar. Sınırlı rezerve sahip olan Libya gibi ülkeler ise kar maksimizasyonu için en yüksek geliri elde etmeye odaklanıp yüksek fiyatı desteklemekteydi. 1980'lerin başında her ülke kendi politikasını izlemeye başladı ve bu durum OPEC birliğine zarar veren bir gelişme oldu. İthalatçı ülkelerin tasarruf politikalarına başladı ve alternatif enerji kaynaklarına yöneldi. İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler zengin Kuzey Deniz'inde zengin yataklar keşfettiler. Bu durum petrol talebinin düşmesine, OPEC dışı üretiminin artması ve petrol fiyatlarının düşmesine neden oldu [3].


  1. PETROL İHRAÇ EDEN ÜLKELER ÖRGÜTÜ (ORGANIZATION OF PETROLEUM EXPORTING COUNTRIES-OPEC). http://www.ekodialog.com/ekonomi_kurumlari/petrol_ihrac_eden_ulkeler_opec.html Erişim Tarihi: 11.03.2018
  2. Demir, İ. (2008). OPEC: Güçlü Bir Kartel?. SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 18: 231-246
  3. PETROL İHRAÇ EDEN ÜLKELER ÖRGÜTÜ (ORGANIZATION OF PETROLEUM EXPORTING COUNTRIES-OPEC). http://www.ekodialog.com/ekonomi_kurumlari/petrol_ihrac_eden_ulkeler_opec.html Erişim Tarihi: 11.03.2018