"Karl Marx" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor)
4. satır: 4. satır:
 
  ''“Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir." - Karl Marx.''  
 
  ''“Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir." - Karl Marx.''  
  
Karl Marx, (d. 5 Mayıs 1818, Trier, Ren eyaleti, Prusya [Almanya]), ö. 14 Mart 1883, Londra, İngiltere), Prusyalı filozof, yazar, devrimci, sosyal teorisyen, tarihçi ve iktisatçıdır. Kapitalizm ve komünizm hakkındaki teorileri ile ünlüdür.''"Komünist Manifesto"'' ve ''"Das Kapital"'' adlı ufuk açıcı eserlerin yazarı, siyasi liderlerin ve sosyoekonomik düşünürlerin ilham kaynağı olmuştur. Komünizmin Babası olarak da bilinen Marx'ın fikirleri öfkeli ve kanlı devrimlere ve asırlık hükümetlerin devrilmesine yol açmıştır. Hala dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasını veya gezegendeki her beş kişiden birini yöneten siyasi sistemlerin temelini oluşturmaktadır. "Columbia Dünya Tarihi", Marx'ın yazılarını "insan zekası tarihindeki en dikkat çekici ve özgün sentezlerden biri" olarak adlandırmıştır.  
+
Karl Marx, (d. 5 Mayıs 1818, Trier, Ren eyaleti, Prusya [Almanya]), ö. 14 Mart 1883, Londra, İngiltere), Prusyalı filozof, yazar, devrimci, sosyal teorisyen, tarihçi ve iktisatçıdır. Kapitalizm ve komünizm hakkındaki teorileri ile ünlüdür. ''"Komünist Manifesto"'' ve ''"Das Kapital"'' adlı ufuk açıcı eserlerin yazarı, siyasi liderlerin ve sosyoekonomik düşünürlerin ilham kaynağı olmuştur. '''Komünizmin Babası''' olarak da bilinen Marx'ın fikirleri öfkeli ve kanlı devrimlere ve asırlık hükümetlerin devrilmesine yol açmıştır. Hala dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasını veya gezegendeki her beş kişiden birini yöneten siyasi sistemlerin temelini oluşturmaktadır. "Columbia Dünya Tarihi", Marx'ın yazılarını "insan zekası tarihindeki en dikkat çekici ve özgün sentezlerden biri" olarak adlandırmıştır.  
  
 
==Hayatının İlk Dönemi:==
 
==Hayatının İlk Dönemi:==
83. satır: 83. satır:
 
* [[Fransa'da Sınıf Savaşımları]] (1850)
 
* [[Fransa'da Sınıf Savaşımları]] (1850)
 
* [[Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i]] (1852)
 
* [[Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i]] (1852)
* [[Grundrisse]] (1857-1858) (Marx'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı ve daha sonra Kapital'i oluşturacak ön çalışmalarını ve taslak notlarını içeren defterlerinden oluşan bu eser ilk kez 1939 yılında yayımlanmıştır)
+
* [[Grundrisse]] (1857-1858)  
 
* [[Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı]] (1859)
 
* [[Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı]] (1859)
* [[Artı-Değer Teorileri]] (1862-1863) (Yine Marx'ın el yazmalarından oluşan ve Kapital'in dördüncü cildi diyebileceğimiz bu eser 1905-1910 yıllarında Kautsky tarafından yayımlanmıştır)
+
* [[Artı-Değer Teorileri]] (1862-1863)  
* [[Das Kapital I. cilt]] (1867) (ikinci cilt 1885'te ve üçüncü cilt 1894'te Marx'ın taslaklarına uygun olarak onun ölümünden sonra Engels tarafından düzenlenerek yayımlanmıştır)
+
* [[Das Kapital I. cilt]] (1867)  
 
* [[Fransa'da İç Savaş]] (1871)
 
* [[Fransa'da İç Savaş]] (1871)
 
* [[Gotha Programı'nın Eleştirisi]] (1875)
 
* [[Gotha Programı'nın Eleştirisi]] (1875)

03.02, 2 Mayıs 2021 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Marx 2.jpg


“Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir." - Karl Marx. 

Karl Marx, (d. 5 Mayıs 1818, Trier, Ren eyaleti, Prusya [Almanya]), ö. 14 Mart 1883, Londra, İngiltere), Prusyalı filozof, yazar, devrimci, sosyal teorisyen, tarihçi ve iktisatçıdır. Kapitalizm ve komünizm hakkındaki teorileri ile ünlüdür. "Komünist Manifesto" ve "Das Kapital" adlı ufuk açıcı eserlerin yazarı, siyasi liderlerin ve sosyoekonomik düşünürlerin ilham kaynağı olmuştur. Komünizmin Babası olarak da bilinen Marx'ın fikirleri öfkeli ve kanlı devrimlere ve asırlık hükümetlerin devrilmesine yol açmıştır. Hala dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasını veya gezegendeki her beş kişiden birini yöneten siyasi sistemlerin temelini oluşturmaktadır. "Columbia Dünya Tarihi", Marx'ın yazılarını "insan zekası tarihindeki en dikkat çekici ve özgün sentezlerden biri" olarak adlandırmıştır.

Hayatının İlk Dönemi:

Karl Marx 5 Mayıs 1818'de Almanya'nın Rhine Eyaleti'nin Trier kasabasında başarılı bir avukat olan Heinrich Marx ve Henrietta Pressburg'un dokuz çocuğundan biri olarak doğmuştur. Anne ve babasının her ikisi de Yahudi’ydi ve seçkin bir soy olan Haham soyundan geliyordu. Fakat avukat olan babası Heinrich, Yahudilerin meslek sahibi olmasını engelleyen yasalardan dolayı birtakım engellerle karşılaşınca 1816 yılında Yahudilikten Lutherci Protestanlığa geçmiştir. 6 yaşında kilisede kardeşleriyle birlikte vaftiz olan Marx ise yirmili yaşlarında ateist olduğunu belirtmiştir.

Babasının izinden giden Marx, 1835 yılında Bonn Üniversitesi’ne hukuk eğitimi almak için kayıt olmuş ama bir yıllık eğitiminin ardından Berlin Üniversitesi’ne geçerek burada hukuk ve felsefe eğitimine devam etmiştir. Eğitimi sırasında Hegel'in felsefesiyle tanışmış ve din, felsefe, etik ve siyaset de dahil olmak üzere tüm cephelerde mevcut kurumlara ve fikirlere meydan okuyan Genç Hegelliler olarak bilinen bir gruba katılmıştır. 1840 yılında ise hem Hegel’in düşüncelerinden hem de Genç Hegelliler grubundan koparak yeni görüşü olan sosyalizme yönelmiştir.

Karl Marx ve eşi Jenny von Westphalen

1836 yılında varlıklı bir aileden gelen Jenny von Westphalen ile gizlice nişanlanmış ama ikilinin etknik ve sınıf kökenlerinin farklı olması ve eşinin kendisinden büyük olmasından dolayı başta Marx’ın babası olmak üzere, toplum tarafından da bu ilişki onaylanmamıştır. 1841 yılında Jena Üniversitesi'nde Demokritos’çu ve Epikür’cü Doğa Felsefeleri Arasında Fark isimli doktora tezini bitirmiştir. Daha sonra 1842’de Köln’de bir gazete olan Rheinische Zeitung'un editörü olmuş, ama gazetenin hükümete yönelik muhalif tutumları nedeniyle bir yıl sonra, 1 Nisan 1843'te gazete hükümet tarafından yasaklanmıştır. 18 Haziran 1843’te ise yedi yıllık nişanlısı olan Jenny von Westphalen ile evlenmiş ve işsizlikten dolayı Ekim ayında Paris'e taşınmışlardır. Bu evliliklerinden yedi çocukları olmuş, ve verilen bilgilere göre yedi çocuğun dördünü parasızlık yüzünden kaybetmiştir. Ömrü parasız, aç ve sürgün bir şekilde geçen Marx, hakkında çıkan tutuklama kararı yüzünden Paris’ten de Brüksel’e sürgün edilmiştir.


Paris Dönemi:

Karl Marx, 1843 yılında Avrupa’nın siyasi kalbi olan Paris’de Alman sosyalist Arnold Ruge ile birlikte, Deutsch-Französische Jahrbücher (Alman-Fransız Yıllıkları) adlı bir siyasi dergi kurmuştur. Marx ve Ruge arasındaki felsefi farklılıklar yok olmadan önce sadece tek bir sayı yayınlandı, ancak Ağustos 1844'te dergi Marx'ı işbirlikçisi ve ömür boyu arkadaşı olacak olan devrimci Friedrich ile bir araya getirdi. İkili birlikte Genç Hegelci ve Marx'ın eski dostu Bruno Bauer'in felsefesine yönelik bir eleştiri yazmaya başladı. Marx ve Engels'in ilk işbirliğinin sonucu 1845'te The Holy Family (Kutsal Aile) adıyla yayımlandı.

Karl Marx ve Friedrich Engels

Aynı yılın sonlarında Marx, daha sonra Komünist Birlik olacak bir örgütle güçlü bağları olan başka bir radikal gazete olan Vorwärts!(İleri!)’ta yazmaya başlamıştır. Bu dönemde yazdığı makaleler Marx'ın Bruno Bauer'e (1809-1882) karşı Yahudi Özgürleşmesini savunduğu, aynı zamanda "siyasi"nin "insan" özgürleşmeye karşı olduğu sınırlamalarını vurguladığı "Yahudi Sorunu Üzerine" (1843) ve "Hegel'in Hak Felsefesi eleştirisi: Giriş" (1844) dinin eleştirel bir anlatımını içeren bir yazı olmuştur. 1845'te yayınladığı "Feuerbach Üzerine Tezler"' de yer alan ve bir filozof olarak dünyaya bakışını gösteren şu sözleri, bugün de Londra'daki mezar taşının üzerinde yer almaktadır. "Filozoflar şimdiye kadar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumladılar, oysa aslolan dünyayı değiştirmektir." [1]

Paris’te yaşadığı süre boyunca siyasal iktisat, Fransız sosyalistleri ve Fransa tarihi üzerine çalışmıştır. Siyasal iktisat üzerindeki düşünceleri Marx’ı etkileyerek, üç ciltlik dev eseri Kapital' in hazırlanmasına yol açmıştır. Bu sebeple, Marksizm’in etkilendiği üç alana baktığımızda Hegel diyalektiği, Fransız ütopyacı sosyalizmi ve İngiliz iktisat bilimi görmekteyiz. Yıl 1844’ü gösterdiğinde, Maksizm’in ana hatları belirlenmiş, ve özellikle iş hayatındaki yabancılaşmanın düşündürücü bir anlatımını sağlayan "El Yazmaları" adlı eserini yazmıştır. Kapitalizmin toplumu burjuvazi ve proletarya olmak üzere ikiye böldüğüne inanan Marx, Paris’den de sürgün edilmiştir.

Brüksel Dönemi:

Marx, 1845'in başlarından 1848'in başına kadar hızla sanayileşen Belçika'nın başkenti Brüksel'de yaşamıştır. Burada Marx, Musa Hess tarafından sosyalizmle tanışmış ve sonunda Genç Hegelcilerin felsefesinden tamamen kopmuştur. 1846'nın başında Marx, Avrupa'nın dört bir yanından sosyalistleri birbirine bağlamak amacıyla bir Komünist Yazışma Komitesi kurmuş ve onun fikirlerinden esinlenen İngiltere'deki sosyalistler de bir konferans düzenleyerek Komünist Birliği kurmuşlardır.

Komünist Parti Manifestosu 1. baskı, Almanca, 1848

Marx, devrimci dostu Engels ile birlikte, genellikle Alman İdeolojisi (1845-46) olarak bilinen ve önemli bir bölümü Max Stirner'in (1806-1856) çalışmalarını eleştiren bir dizi el yazması üzerinde çalışmıştır. Marx ayrıca Pierre-Joseph Proudhon'un (1809-1865) sosyal teorisini kötüleyen Felsefenin Yoksulluğu'nu (1847) yayınlamıştır. Tüm bu yayınlar karakteristik olarak Marx'ın çağdaşlara yönelik şiddetli eleştirel saldırılarla kendi görüşlerini geliştirdiğini ve teşvik ettiğini göstermektedir. Şubat Devrimi’nden hemen önce Marx ve Engels yayınladıkları Komünist Manifesto (1848) ile insanlık tarihinin sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu ve bu mücadelenin işçi sınıfının zaferiyle sonuçlanacağını söylemiştir.

“Burjuvazi her şeyden önce kendi mezar kazıcılarını üretiyor.” (Komunist Manifesto (1848)

1849 yılında Belçika’dan kovulmuş, Sosyalist bir devrim beklentisiyle Fransa'ya gitmiş, ancak oradan da sınır dışı edilmiştir. Ömrü sürgün halde geçen Marx daha sonra Londra’ya taşınmış ve İngiltere vatandaşlığını reddetmesine rağmen, ölene kadar Londra'da kalmıştır.

Londra Dönemi:

Marx 1849’un sonlarından 1883’teki ölümüne kadar, siyasi sürgünler için güvenli bir sığınak ve dünyanın en gelişmiş kapitalist ekonomisini incelemek için mükemmel bir bakış açısı sağlayan bir şehir olan Londra'da yaşamıştır. Marx, Londra'da Alman İşçi Eğitim Derneği'nin yanı sıra Komünist Birlik için yeni bir karargah bulunmasına yardımcı olmuştur. 1852'den 1862'ye kadar New York Daily Tribune muhabiri olarak 10 yıl boyunca gazetecilik yapmaya devam etmiş, üç yüzden fazla makale yazmış ancak hiçbir zaman yeterli bir geçim kaynağı elde edememiştir.

Kapital 1. baskı, Almanca, 1867

Giderek kapitalizme ve iktisat teorisine odaklanan Marx, 1867'de Das Kapital' in ilk cildini yayınlamıştır. Hayatının geri kalanı, tamamlamadığı ek ciltler için el yazmaları yazmak ve revize etmekle geçmiştir. Kalan iki cilt ise Engels tarafından ölümünden sonra bir araya getirilerek yayınlanmıştır. Marx'ın siyasette özellikle aktif olduğun dönemin ikincisi -1848 devrimlerinden sonra- 1864-1874 yılları arasında Uluslararası Emekçi Erkekler Birliği'nde yer almasına ve özellikle Paris Komünü'nde (1871) yaşananlara odaklanmıştır. Fransa-Prusya savaşının ardından Paris'i birkaç ay boyunca kontrol eden kısa ömürlü ve şiddetle bastırılmış belediye isyanı olan Komün'ün karakteri ve dersleri Fransa'daki İç Savaş'ta (1871) ele alınmıştır. Ayrıca Marx'ın Ferdinand Lassalle'in (1825-1864) Alman emek hareketi üzerindeki teorik etkisini eleştirdiği ve gelecekteki bir komünist toplumun daha yüksek aşamasını "ihtiyaç ilkesine" göre dağıtımı onaylayan olarak tasvir ettiği "Gotha Programının Eleştirisi" (1875) de politik olarak önemliydi. Marx, Londra'daki yıllarını kapitalizm ve endüstrileşmeyi inceleyerek geçirmiş, ekonomi ve politika hakkında makaleler yazmıştır. Sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek, devlet, dış ticaret, dünya pazarı hakkında teoriler geliştirmiştir.

Karl Marx'ın Highgate Mezarlığı'nda olan mezar taşı.

Eşinin ölümünden sonra, 1881'de Marx'ın hayatı hastalığı ile mücadele ederek geçmiştir. Biyografisini yazan Wermer Blumenberg’e göre Marx, baş ağrıları, göz iltihabı, eklem ağrısı, uykusuzluk, karaciğer ve safra kesesi sorunları ve depresif belirtilerden muzdarip ve aşırı derece sigara ve alkol kullanmaktaydı. Marx, en büyük kızının ölümünden iki ay sonra ise Mart 1883'te plöreziden ölmüştür. Orijinal mezarında sadece sıradan bir taş varken, Büyük Britanya Komünist Partisi 1954'te Marx büstü de dahil olmak üzere büyük bir mezar taşı dikmiştir. Taş, Komünist Manifesto'nun son satırı olan “Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!” yazmaktadır.

Marksizm:

Marksizm, Karl Marx'ın adını taşıyan sosyal, politik ve ekonomik bir felsefedir. Kapitalizmin emek, üretkenlik ve ekonomik kalkınma üzerindeki etkisini inceler ve kapitalizmi komünizm lehine devirecek bir işçi devrimini savunur. Marksizm, özellikle burjuvazi, kapitalistler ve proletarya veya işçiler arasındaki toplumsal sınıflar arasındaki mücadelenin kapitalist bir ekonomide ekonomik ilişkileri tanımladığını ve kaçınılmaz olarak devrimci komünizme yol açacağını öne sürmektedir.

12.jpg

Marx, Das Kapital 'de toplumun iki ana sınıftan oluştuğunu savunmaktadır: Kapitalistler, üretim sürecini organize eden ve fabrikalar, aletler, hammadde gibi üretim araçlarına sahip olan ve aynı zamanda her türlü kâra hak kazanan işletme sahipleridir. İşçi sınıfı ise, emek sınıfından oluşmaktadır. (Marx'ın "proletarya" olarak adlandırdığı sınıftır) İşçiler üretim araçlarına, ürünlere veya bu ürünlerin satışından elde edilen karlara sahip değildir veya herhangi bir hak iddia edemezler. Aksine, işçilik sadece bir para ücreti karşılığında çalışır. Marx bu düzensizlikten dolayı kapitalistlerin işçileri sömürdüğünü savunmuştur. Bu iki sınıfın birbirine zıt olduğunu ve bu sebeple iki sınıf arasındaki savaşın kaçınılmaz olduğunu belirtmiştir. Marx’ın geleceğe dair görüşüne göre ise, işçilerin bu eşitsizliği ortadan kaldıracağına ve burjuva devletini yıkacakları vardır. Böylelikle üretim araçlarının mülkiyeti, toplumun bütününde olacak ve artık iki sınıf değil, tek sınıf olacaktır. Tek bir sınıfın olması, eşitsizliği ve eziciliği ortadan kaldıracak, hatta devlete bile ihtiyaç gerekmeyecektir. [2] Bu sebeple Marx kapitalizme karşı komünizmi önermiştir. Burjuvazinin işçiler tarafından devrilmesinin ardından işçi sınıfının "diktatörlüğü" kurulması gerektiğini söyleyen Marx, işçilerin demokratik yönetimi olacak bu sistemde üretimin kâr amacıyla değil ihtiyaca göre yapılmasını öneriyordu [3]

Marksizm'i Anlamak:

1 84gwuVnrs6wdiu8yL o5UA-e1555816169646.jpg

Marksizmi anlamak, Marksist sınıf çatışması teorisini ve Marksist ekonomiyi kapsayan hem sosyal hem de politik bir teoridir. Marksizm ilk olarak Karl Marx ve Friedrich Engels'in sınıf mücadelesi ve devrim teorisini ortaya koyan Komünist Manifesto adlı eserde bahsedilmiştir. Marksist iktisat, Karl Marx'ın 1859'da yazdığı "Das Kapital" adlı kitabında kapitalizmin eleştirilerine odaklanmıştır.

Sınıf çatışması ve kapitalizmin yok olması Marx'ın sınıf teorisi kapitalizmi, birbirini takip eden ekonomik sistemlerin tarihsel ilerlemesinin doğal bir sekansında bir adım olarak tasvir etmektedir. Marx'ın kapitalist bir sistemde sınıf çatışmasının nasıl sonuçlanacağını teorilerinin unsurları aşağıdadır.

1. Kapitalist toplum, üretim araçlarını kontrol eden burjuvazi veya işletme sahipleri, emeği ham malları değerli ekonomik mallara dönüştüren proletarya veya işçiler olmak üzere iki sınıftan oluşur.

2. Fabrikalar, binalar, malzemeler gibi üretim araçlarına sahip olmayan sıradan emekçilerin kapitalist ekonomik sistemde çok az gücü vardır. İşçiler, işsizliğin yüksek olduğu dönemlerde de kolayca işsiz kalabilir ve değersizleştirilebilir.

3. Kârı en üst düzeye çıkarmak için, işletme sahipleri, mümkün olan en düşük ücretleri öderken işçilerinden en fazla işi almak için bir teşvike sahiptir. Bu, sahipler ve çalışmalarını kendi çıkarları için sömürdükleri emekçiler arasında haksız bir dengesizlik yaratır.

4. İşçilerin üretim sürecinde çok az kişisel payları olduğundan, Marx buna yabancılaşacaklarına ve işletme sahibine ve kendi insanlıklarına kırgın olacaklarına inanıyordu.

5. Burjuvazi ayrıca hükümet, medya, akademi, din, bankacılık ve finans sistemleri de dahil olmak üzere sosyal kurumları, güç ve imtiyaz konumlarını korumak amacıyla proletaryaya karşı araç ve silah olarak kullanmaktadır.

6. Nihayetinde, bu iki sınıf arasındaki doğal eşitsizlikler ve sömürücü ekonomik ilişkiler, işçi sınıfının burjuvaziye karşı isyan ettiği, üretim araçlarının kontrolünü ele aldığı ve kapitalizmi ortadan kaldırdığı bir devrime yol açacaktır.

Böylece Marx, kapitalist sistemin doğası gereği kendi yıkımının tohumlarını içerdiğini düşünmüştür. Kapitalist ilişkiler için temel olan proletaryanın yabancılaşması ve sömürülmesi, kaçınılmaz olarak işçi sınıfını burjuvaziye karşı isyana itecek ve üretim araçlarının kontrolünü ele geçirmeye itecektir. Bu devrim, proletaryanın öncüsü olarak bilinen, toplumun sınıf yapısını anlayan, farkındalık ve sınıf bilincini artırarak işçi sınıfını birleştirecek aydın liderler tarafından yönetilecektir. Devrimin bir sonucu olarak Marx, üretim araçlarının özel mülkiyetinin yerini önce sosyalizm, sonra komünizm altında kolektif mülkiyete bırakacağını öngörmüştür.

Marx'ın Tarihsel Materyalizmi:

Marx'ın geliştirdiği bir diğer önemli teori de tarihsel materyalizm olarak bilinmektedir. Bu teori, toplumun herhangi bir zamanda üretim sürecinde kullanılan teknoloji türü tarafından sıralandırılıyor olduğunu öne sürmektedir. Endüstriyel kapitalizm altında toplum, kapitalistlerin ücret karşılığında çalıştıkları fabrikalarda veya ofislerde emeği örgütlemeleriyle düzenleniyor. Kapitalizmden önce Marx, feodalizmin lord ve köylü sınıfları arasında o zamanlar yaygın olan el veya hayvan destekli üretim araçlarıyla ilgili belirli bir sosyal ilişkiler kümesi olarak var olduğunu öne sürmüştür.

Marx'ın çalışmaları Vladimir Lenin ve Josef Stalin gibi gelecekteki komünist liderlerin düşüncelerini etkilemiştir. Kapitalizmin kendi yıkımının tohumlarını barındırdığı önermesinden hareketle, fikirleri Marksizmin temelini oluşturdu ve komünizm için teorik bir temel görevi bulmuştur. Marx'ın yazdığı hemen hemen her şey ortak emekçinin merceğinden görülüyordu.

Emek Değer Teorisi:

Diğer klasik iktisatçılar gibi (John Locke), (Adam Smith) Karl Marx da piyasa fiyatlarındaki göreceli farklılıkları açıklamak için değer emek teorisine (labor theory of value) inanıyordu. Bu teori, üretilen bir ekonomik iyiliğin değerinin, üretmek için gereken ortalama işgücü-saat sayısı ile objektif olarak ölçülebileceğini belirtmektedir. Yani bir malın değeri, o mal için harcanan emekle açıklanabilir. Örneğin bir masanın bir sandalyeden iki kat daha uzun sürmesi durumunda, masa iki kat daha değerli kabul edilmelidir. Marx, Das Kapital'de bu konuya değinmiştir: Mal ve hizmetler, çalışma saatlerinde ölçüldüğü gibi gerçek nesnel işgücü değerleriyle satılma eğilimindeyse, herhangi bir kapitalist kardan nasıl yararlanır? Marx, kapitalistlerin işçilere yetersiz ödeme yaptığı veya onları fazla çalıştırdıklarını ve böylece emekçileri sömürdüklerini savunmuştur.

Eserleri

İlgili Belgesel, Video:


Hazırlayan: Gülin Sena Esen

  1. BBC News Türkçe. (2021, March 14). Karl Marx’ın ölümünün 138. yıldönümü: Dünyayı sarsan düşünürün hayatı ve eserleri. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43952622
  2. Kale, M , Nur, İ . (2016). KARL MARX VE MARKSİST TEORİ AÇISINDAN EĞİTİM VE TOPLUMSAL CİNSİYET . Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 13 (1) , 40-55 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/cagsbd/issue/44635/554491
  3. BBC News Türkçe. (2021, March 14). Karl Marx’ın ölümünün 138. yıldönümü: Dünyayı sarsan düşünürün hayatı ve eserleri. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43952622