Bereketli Hilal

TUİÇ Sözlük sitesinden
Ersin Kopuz (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 23.20, 1 Kasım 2022 tarihli sürüm
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Bereketli Hilal, Amerikalı arkeolog James Henry Breasted tarafından tarihte ilk kez bu adla anılmıştır. Kuzeyde Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi, güneyde Arabistan Çölü, batıda Nil Nehri’ne kadar doğudaysa Fırat ve Dicle Nehirleri’ni içine alarak Basra Körfezi’ne kadar olan bölgeyi kapsar. Günümüzün Irak, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Ürdün, Mısır’ın kuzeydoğu ve Nil vadi bölgelerinin yanı sıra Türkiye’nin güneydoğusu ve İran’ın batısını da kapsayan hilal formunda bir bölgenin adıdır.[1] Tartışmalı olarak Kıbrıs da bölgeye dahil edilebiliyor.

Bereketli Hilal

Bölge’nin Özellikleri

Dünyanın en geniş Akdeniz iklim kuşağında yer alan bölge yılda dört mevsimi de barındırır ve yıllık bitkilerin çeşitliliği ve üretimi de oldukça yüksektir. Tozlaşabilen bitkiler sayesinde tarım olmadan da bitki yoğunluğu artmaktadır. Bu coğrafya, buğday ve çavdar gibi en besleyici tahılların ve at, deve, inek, keçi, koyun gibi büyük memeli hayvanların anavatanıydı.[2] Fırat, Dicle ve Nil gibi önemli su kaynakları da bu bölgeden geçer. Bu özellikle avcı - toplayıcı dönemde nüfus artışı sağlamış çeşitlilik de yerleşik yaşam, tarım ve çiftçiliğin erken başlamasına katkıda bulunmuştur.

Bulunduğu alan geniş bir coğrafya olmasa da yükselti farklılıkları ve yeryüzü şekillerinin çeşitliliği fazlaydı. Bereketli Hilal'deki arazi yükseklik farklılıkları hasat mevsimi zamanlarının değişmesi anlamına geliyordu.[3] Bu sayede farklı besin değerlerindeki gıdalarla beslenebilmek ve her dönem gıdaya ulaşmak mümkündü.

Bereketli Hilal’de Yaşamış Uygarlıklar ve Katkıları

Bölgede Akad, Babil, Asur, Fenike ve Sümerler gibi uygarlıklar yaşamıştır ve bu sebeple Bereketli Hilal ve yakın çevresi Medeniyetler Beşiği şeklinde de anılır. Bilinen ilk çift sıralı buğday tarımı milattan önce (M.Ö) 8500 dolaylarında Bereketli Hilal’de yapılmıştır.[4] Ayrıca önemli besi hayvanları da ilk kez bu coğrafyada insanlarla yaşamaya alıştırılmıştır. Üretim fazlası depolanmaya başladı. Depolanan ürünlerle çalışma süreleri azalan topluluklar ihtiyaçlarına yönelik arayışlarla saban, takas hasatla elde edilen ürünlerin dokümanı ve sahip oldukları hayvan sayılarıyla tabletler üzerine çivi yazısı gibi tarihe yön veren buluşlar yapmışlardır. Fazla olan ürün çeşitliliği takaslarla yakın çevresiyle başlayarak dünyanın çeşitli yerlerine yayıldı. Ayrıca tekerlek, süt sağma ve şarap üretimi gibi diğer yenilikler de bu coğrafyadan yayılmıştır. Yazının bulunmuş olması ve üretim rahatlığından boş zaman yaratıp bilimin edebiyatın gelişimi ilerlemiş ve kitaplar yazılıp muhafaza edilmiştir. Yaklaşık 4,500 yıl önce ilk kütüphanelerin ortaya çıktığı bu bölgede bilinen en eski kütüphaneler Nippur'da (Sümer'de) ve Ebla'da (Suriye'de) bulunur.[5]

Bereketli Hilal

Bölgedeki Dinler ve Diller

Dini olarak da önemli bir bölge olan Bereketli Hilal çeşitli dinleri de içinde barındırmıştır. Bugün dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun mensup olduğu üç din olan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam dinlerinin ilk yayılma alanı olarak Bereketli Hilâl, tarih boyunca bu dinlerin etrafında gelişen sosyal, kültürel, ekonomik ve askeri olaylara sahne olmuştur.[6] Özellikle bu üç din için de kutsal sayılan bir bölge olan Kudüs de Bereketli Hilal’in içindedir. Bizans ile Perslerin hakimiyet mücadeleleri Haçlı Seferleri gibi önemli savaşlar bu bölge için yapılmıştır.

İslam’ın yayılışı da Arap yayılmacılığıyla bölgede benimsenmiş ama Perslerin Müslüman olmasıyla Arap hakimiyeti yerini Perslere bırakmıştır. Böylece Arapça ve Persçe bölgenin en çok konuşulan dilleri olmuştur. Yaygın olarak semitik diller konuşulmaktadır.

Nehirlerin Avantajları ve Ticaret Yolları

Fırat ve Dicle’nin doğdukları yerin rakımı yüksektir ve debisi fazla yüksek olduğu için taşımacılığa uygun değildir. Bereketli Hilal’e geldiğimizde kuzeyi yüksek dağlık bir alandır. Bu alanı aştıktan sonra güncel Suriye sınırlarında su nispeten durulur. İçime yerleşime ve taşımacılığa uygun hale gelir. Bu avantaj ilk yerleşmelerde içme suyuna tarıma ve diğer temiz su gerektiren faaliyetlere uygun bir bölge olmuştur. Nil Nehri ise yıllık taşmalarla çevresindeki verimsiz araziyi sulayıp verimli hale getirmektedir.

Modern taşımacılık faaliyetleri ilk kez bu bölgede meydana gelmiştir. 1836’da Suriye çöllerinden taşınarak bölgeye getirilen iki gemi Fırat üzerinde kullanılmaya başlanmış, daha sonra 1839 ve 1842 yılları arasında dört adet İngiliz gemisi Dicle üzerinde yolcu taşımacılığı, posta ve ticari mal taşımacılığı için kullanılmıştır.[7] Ayrıca Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla bölgede taşımacılık faaliyetleri artmıştır. Irak’ın ticaret yolu kısalmıştır. Bu İran’a da büyük katkı sağlarken Şam Halep ve Musul ticaret yolu olarak daha az tercih edildiğinden etkisi azalmıştır.

Bölgede Bulunan Ülkelerin Ekonomileri ve Temel Geçim Kaynakları

Suriye

1941’de bağımsızlığını kazanan Suriye’nin başlıca ekonomisi 1945-1958 yılları arasında tarım olmuştur. Bu tarım ürünleri başlıca zeytin, buğday ve pamuktur. 2.5 milyar varil petrol rezervi vardır. Bölgede doğalgaz ve fosfat da bulunmaktadır.

Lübnan

Ekonomisine tarımla yaptığı katkı 1950 sonrasında azalmaya başlamış, daha değerli ürünler ekilmiştir. Bu yıllarda sanayi yatırımları da başlamış 1970 yılından sonra daha da hızlanmıştır. Gelişmekte olan bir ekonomiye sahip olan Lübnan’ın en gelişmiş sektörü bankacılıktır. Temel geçimini hizmet sektörüyle karşılar.

Ürdün

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomisinin %85’inden fazlası tarımdı. Ekonomisi tarıma dayalı bir ülke olarak Ürdün ve ötesi’nin gelişimi ancak toprak sahipliğinin sürekliliği, arazinin işlenmesi ve vergilendirme sisteminin işler haline gelmesi ile mümkün olmuştur.[8] Ayrıca çok fazla yeraltı kaynaklarına sahip olmasa da fosfat potasyum ve bakır ihracatı ülkeye katkıda bulunmuştur. Turizm de bölgenin başka bir geçim kaynağıdır.

Irak

1800’lü yıllarda Basra’nın boşaltılmasıyla Pers sorunu çözülmüş ve refah bir döneme girilmiştir. Tarım ve toprak ağalığı şehirleşmeden çok daha fazla olmuştur. Tarımın yayılması ve toprağın aşiretlerin elinden kentlilerin eline geçmesi ile birlikte, toplumun küçük bir kısmı, binlerce hektarı bulan dev arazilerin sahibi haline gelmiştir.[9] Eğitimin din temelli olması sebebiyle gelişimi ağır olan Irak’ın temel geçim kaynağı zamanla petrol haline gelmiştir.

İran

Ortadoğu’nun en güçlü ülkelerinden biri olan İran’ın yurtiçi hasılada tarımdaki payı önemli ölçüde düşse de diğer Ortadoğu ülkelerine göre yüksektir. Bunla beraber dünyanın en çok petrol rezervine sahip dördüncü ülkesi olan İran farklı enerji rezervleri de barındıran bir süper güçtür.

İsrail

İsrail’in ekonomisinin temeli teknolojiye dayanmaktadır. Askeri ve tıbbi teknoloji başı çekmektedir. Global ekonomiyle gün geçtikçe daha da yakınlaşsa da ulusal politikada ayrılıklar bulunmaktadır. Savaş halinde oldukları için yüksek askeri harcamaları bulunmaktadır ve bu da halk üzerinde yüksek vergilere sebep olmaktadır. Ayrıca ABD ve Avrupa’dan aldığı yardım ve desteklerle başta Filistin ve diğer Ortadoğu ülkeleriyle anlaşmazlıklar yaşamaktadır. Gelişmiş ekonomiler 2000’li yılların ikinci yarısında krizle yüz yüze kalırken İsrail ekonomisinin gelişme çizgisini sürdürmesinin temel nedeni, büyümenin özellikle ABD’de ve AB’deki finansal faktörler temeline değil, yüksek teknoloji temelli ürünlere dayanmasıdır.[10]

Filistin

Batı Şeria ve Gazze Şeridi olarak iki bölgeye ayrılan Filistin, bu iki bölge arasında ekonomik farklılıklar taşımaktadır. İsrail ile savaş içinde olması ve İsrail’in koyduğu çeşitli ambargolar sebebiyle bir ekonomiden söz etmek zordur. İsrail’in uyguladığı ekonomi politikaları uygulamaları bu iki bölgenin hem işgücü hem de mal ihracı kanalları ile tümüyle İsrail’e bağımlı hale gelmesine neden olmuştur.[11]

Türkiye

Eğitim sistemi, alt yapı sorunları gibi iç sorunları olduğu gibi, Arap Baharı ve Suriye sorunu, Avrupa temelli küresel kriz gibi dış sorunlar da ülkeyi etkiledi ve etkilemeye devam etmektedir. Özellikle ekonomi bazlı küresel krizler küçük ve orta büyüklükte işletmeleri ve çalışanlarını zor duruma sokmakta işsizliği tetiklemektedir.

Başta turizm olmak üzere hayvancılık ve tarım (özellikle seracılık) temel geçim kaynaklarından sayılabilir.

Hazırlayan: o-Staj Ortadoğu Çalışmaları Stajyeri Ulaş Çanoğlu

  1. Öztürk, Özhan. “Bereketli Hilal.” Özhan Öztürk Makaleleri, June 3, 2020. https://ozhanozturk.com/2020/06/03/bereketli-hilal/.
  2. Aşçı, B., "Medeniyetler İçin Coğrafya’nın Önemi ve Bereketli Hilal", 21. Yüzyıl Dergisi, Sayı:54, Haziran 2013.
  3. Diamond, Jared M., and İnce Ülker. Tüfek, Mikrop Ve çelik: İnsan Topluluklarının Yazgıları. Ankara: Tübitak Popüler Bilim Kitapları, s.183, 2010.
  4. Diamond, Jared M., and İnce Ülker. Tüfek, Mikrop Ve çelik: İnsan Topluluklarının Yazgıları. Ankara: Tübitak Popüler Bilim Kitapları, s.127, 2010.
  5. Murray, S. Kütüphane: Resimli Bir Tarih . İnternet Referans Hizmetleri Üç Aylık. 15. New York, NY: Skyhorse Publishing, Inc. s. 69–70.(9 Temmuz 2009)
  6. Ötümlü, A. Tarihten Günümüze Kadar Bereketli Hilal'de Sosyo-ekonomik Yapı, Marmara Üniversitesi / Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, s.58, 2006.
  7. Issawi, C. The Fertile Crescent 1800-1914: A Documantary Economic History, Oxford Unıversıty Press, s.215, 1988.
  8. Ötümlü, A. Tarihten Günümüze Kadar Bereketli Hilal'de Sosyo-ekonomik Yapı, Marmara Üniversitesi / Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, s.86, 2006.
  9. Ötümlü, A. Tarihten Günümüze Kadar Bereketli Hilal'de Sosyo-ekonomik Yapı, Marmara Üniversitesi / Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, s.88, 2006.
  10. Öztürkler, H. "İsrail Ekonomisinin Genel Özellikleri", Ortadoğu Analiz, ORSAM, Aralık 2011, Cilt:3, Sayı:36.
  11. Öztürkler, H. "Filistin Ekonomisinin Genel Özellikleri", Ortadoğu Analiz, ORSAM, Ocak 2013, Cilt:5, Sayı:49.