Anasayfa

TUİÇ Sözlük sitesinden
Rabiagizem (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 22.12, 7 Kasım 2020 tarihli sürüm (→‎Ayın Sayfası)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Ayın Sayfası

Realizm, 2500 yıla dayanan bir düşünce birliğidir. Realizm, felsefi-politik kökleri antik Yunanistan'a dayanan ve özellikle II.Dünya Savaşı'ndan sonra popüler olan bir Uluslararası İlişkiler teorisidir. Realizm, I.Dünya Savaşı'ndan sonra idealizmin ideallerinin başarısızlığına tepki olarak ortaya çıktı ve dünyada kabul gördü. Realistler, idealistleri ütopyacı olmakla suçlamışlar ve dünyayı anlamaktan aciz olduklarını iddia etmişlerdir, çünkü gerçekte ne olduğundan çok ne olması gerektiğiyle ilgileniyorlardı. Thucydides, Niccolo Machiavelli, Thomas Hobbes gibi düşünürler Realizm’in öncüsü kabul edilirler. Bu geleneğin baş düşünürleri olan Thucydides, Niccolo Machiavelli, Carl von Clausewitz ve Hans J. Morgenthau yerel, bölgesel ve uluslararası düzeylerde düzen, adalet ve değişim sorunlarıyla ilgilendiler. [3]

Realizm, insanların bencillik, güç ve iktidar hırsıyla hareket ettiğini savunur. İnsan doğasının kötü olduğu ve bu nedenle insanın çevresine hükmetmek isteyeceği varsayımına göre hareket ederler. Devlet realistler için önemlidir ve öncelik ulusal çıkar olmalıdır. Realistlere göre, devletlerin yayılma arzusu temelde bir rekabet ve çatışma ortamı yaratır. Realizm, devletlerin güvenliğine odaklanır. Realizm'in teorik çerçevesi içinde güvenlik, askeri güç ve devletler arasında iktidar dağılımı konuları altında değerlendirilmiştir. Klasik realistler devletin, çıkarları doğrultusunda kazanç sağlamak için diğer devletler ile rekabet ettiğini, diğer devletlere güvenemeyeceğini ve çıkarlarına ulaşmak için sürekli mücadele içinde olduğunu savunurlar. Ayrıca belirli liderler veya onların hareketleri üzerinde durulmaz çünkü devletlerin hareketlerinin amacı ülkenin korunmasını, yani hayatta kalmayı sağlayabilmektir. Liderler ise yalnızca bu amaca hizmet eden parçalardan ibaret olarak görülür. Liderlerin güvenliği sağlama amacıyla hareket etmeleri uluslararası tansiyonu yükseltir. Morgenthau güç dengesinin savaşların önüne geçemese de büyük, küçük devletlerin oluşumunu engellediğini savunur.

Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin yarattığı umutlar, çeşitli ülkelerde diktatörlerin yönetimi hızla ele geçirilmesi ve Milletler Cemiyeti 'nin etkisizliği sonucu, genel olarak uluslararası ilişkilerle ilgilenenler arasında umutsuzluğa neden oldu. Realistler, idealistlerin yanılmış olduğunu düşünüyordu. Bireyler idealistlerin düşündüğü kadar mükemmel değillerdi ve savaş tehdidi tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar örgütler yeniden düzenlenemezdi. Genellikle askeri güçle özleştirilen güç; devletler arasındaki ilişkilerdeki tek değişmezlik olarak görülmeye başlandı......

Realizm

Realizm, 2500 yıla dayanan bir düşünce birliğidir. Realizm, felsefi-politik kökleri antik Yunanistan'a dayanan ve özellikle II.Dünya Savaşı'ndan sonra popüler olan bir Uluslararası İlişkiler teorisidir. Realizm, I.Dünya Savaşı'ndan sonra idealizmin ideallerinin başarısızlığına tepki olarak ortaya çıktı ve dünyada kabul gördü. Realistler, idealistleri ütopyacı olmakla suçlamışlar ve dünyayı anlamaktan aciz olduklarını iddia etmişlerdir, çünkü gerçekte ne olduğundan çok ne olması gerektiğiyle ilgileniyorlardı. Thucydides, Niccolo Machiavelli, Thomas Hobbes gibi düşünürler Realizm’in öncüsü kabul edilirler. Bu geleneğin baş düşünürleri olan Thucydides, Niccolo Machiavelli, Carl von Clausewitz ve Hans J. Morgenthau yerel, bölgesel ve uluslararası düzeylerde düzen, adalet ve değişim sorunlarıyla ilgilendiler. [3]

Realizm, insanların bencillik, güç ve iktidar hırsıyla hareket ettiğini savunur. İnsan doğasının kötü olduğu ve bu nedenle insanın çevresine hükmetmek isteyeceği varsayımına göre hareket ederler. Devlet realistler için önemlidir ve öncelik ulusal çıkar olmalıdır. Realistlere göre, devletlerin yayılma arzusu temelde bir rekabet ve çatışma ortamı yaratır. Realizm, devletlerin güvenliğine odaklanır. Realizm'in teorik çerçevesi içinde güvenlik, askeri güç ve devletler arasında iktidar dağılımı konuları altında değerlendirilmiştir. Klasik realistler devletin, çıkarları doğrultusunda kazanç sağlamak için diğer devletler ile rekabet ettiğini, diğer devletlere güvenemeyeceğini ve çıkarlarına ulaşmak için sürekli mücadele içinde olduğunu savunurlar. Ayrıca belirli liderler veya onların hareketleri üzerinde durulmaz çünkü devletlerin hareketlerinin amacı ülkenin korunmasını, yani hayatta kalmayı sağlayabilmektir. Liderler ise yalnızca bu amaca hizmet eden parçalardan ibaret olarak görülür. Liderlerin güvenliği sağlama amacıyla hareket etmeleri uluslararası tansiyonu yükseltir. Morgenthau güç dengesinin savaşların önüne geçemese de büyük, küçük devletlerin oluşumunu engellediğini savunur.

Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin yarattığı umutlar, çeşitli ülkelerde diktatörlerin yönetimi hızla ele geçirilmesi ve Milletler Cemiyeti 'nin etkisizliği sonucu, genel olarak uluslararası ilişkilerle ilgilenenler arasında umutsuzluğa neden oldu. Realistler, idealistlerin yanılmış olduğunu düşünüyordu. Bireyler idealistlerin düşündüğü kadar mükemmel değillerdi ve savaş tehdidi tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar örgütler yeniden düzenlenemezdi. Genellikle askeri güçle özleştirilen güç; devletler arasındaki ilişkilerdeki tek değişmezlik olarak görülmeye başlandı.....

Duyurular

  • LinkedIn sayfamız kullanıma sunulmuştur.
   https://www.linkedin.com/company/uliwiki/
  • UliWiki'de dört ana başlık altında içerik üretilecektir. Bunlar sol menüde gördüğünüz, Uluslararası İlişkiler, Hukuk, İktisat ve Siyaset Bilimi'dir
  • Sisteme üye olduktan sonra bu ana başlıkların içerisine alt başlıklarını ekleyebilirsiniz.Nasıl veri gireceğiniz hakkında yardım için UliWiki:Yardım'ı ziyaret ediniz.
  • Yaratılan indekslere göre içerik üretmek, takibi ve kaynak kontrolünde hız kazandıracağı için bu yöntem seçilmiştir.