"İkili İşgücü Piyasası Kuramı" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
12. satır: 12. satır:
 
İkili işgücü piyasası teorisi, temel olarak gelişmiş ülkelerde düşük seviyeli işgücüne sürekli bir talep olduğundan ve yerli işçiler kabul etmediği için göçün sürekli olarak artmakta olduğunu öne çıkarmaktadır.<ref>Fuat Güllüpınar, “Göç Olgusunun Ekonomi-Politiği ve Uluslararası Göç Kuramları Üzerine Bir Değerlendirme” Yalova Sosyal Bilimler Dergisi 4 (2012) s.312</ref> Göç, işgücü piyasası açısından tanımlandığında, emek arzına karşı yeterince talep oluşturamayan yerlerde işsizliğin kente taşınmasıdır.<ref>Gülşen Sarı Gerşil ve Hülya Yeşilyurt Temel, “Türkiye İşgücü Piyasaları Açısından Göç Olgusu” Siyaset, Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi (2015) s.415 (erişim: 13.08.2022)</ref> Bu tarz bir yapılanma içerisinde göçmenler ikincil işleri kabul etmektedir. Niteliksiz bir iş için yerli işçi bulunamadığında işverenler düşük statülü işleri kabul etmeye mecbur kalan göçmenlere yönelmektedir. Öte yandan ikili işgücü piyasalar üzerinden ekonomik büyümeyi gerçekleştiren Çin hem üretim hem de ticari işlem kapasiteni artırmayı başaran bir örnektir. Kuramın önde gelen isimlerinden Piore, göç hareketlerini gönderen ülkenin itici faktörlerden (işsizlik, düşük ücret vb.) değil, kabul eden ülkelerin kaçınılmaz düşük ücretli işgücü ihtiyaçlarından dolayı gerçekleştiği şeklinde açıklar.
 
İkili işgücü piyasası teorisi, temel olarak gelişmiş ülkelerde düşük seviyeli işgücüne sürekli bir talep olduğundan ve yerli işçiler kabul etmediği için göçün sürekli olarak artmakta olduğunu öne çıkarmaktadır.<ref>Fuat Güllüpınar, “Göç Olgusunun Ekonomi-Politiği ve Uluslararası Göç Kuramları Üzerine Bir Değerlendirme” Yalova Sosyal Bilimler Dergisi 4 (2012) s.312</ref> Göç, işgücü piyasası açısından tanımlandığında, emek arzına karşı yeterince talep oluşturamayan yerlerde işsizliğin kente taşınmasıdır.<ref>Gülşen Sarı Gerşil ve Hülya Yeşilyurt Temel, “Türkiye İşgücü Piyasaları Açısından Göç Olgusu” Siyaset, Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi (2015) s.415 (erişim: 13.08.2022)</ref> Bu tarz bir yapılanma içerisinde göçmenler ikincil işleri kabul etmektedir. Niteliksiz bir iş için yerli işçi bulunamadığında işverenler düşük statülü işleri kabul etmeye mecbur kalan göçmenlere yönelmektedir. Öte yandan ikili işgücü piyasalar üzerinden ekonomik büyümeyi gerçekleştiren Çin hem üretim hem de ticari işlem kapasiteni artırmayı başaran bir örnektir. Kuramın önde gelen isimlerinden Piore, göç hareketlerini gönderen ülkenin itici faktörlerden (işsizlik, düşük ücret vb.) değil, kabul eden ülkelerin kaçınılmaz düşük ücretli işgücü ihtiyaçlarından dolayı gerçekleştiği şeklinde açıklar.
  
'''Hazırlayan: Beyza NALBANT'''
+
'''Hazırlayan: o-Staj Göç Çalışmaları Stajyeri Beyza NALBANT'''
  
 
{{Kaynakça}}
 
{{Kaynakça}}

18.35, 23 Ağustos 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

İkili İşgücü Piyasası Kuramı Nedir?

İkili İşgücü Piyasası modeli (Dual Labor Market Theory), ekonomide bölünme olduğu temeline dayanır. Piyasasının birincil ve ikincil olmak üzere kendi içinde bütünlük gösteren alt piyasalardan oluştuğuna dayanan bu dual teoriye göre; ekonomik hayattaki doğrusallığı bozan, gelişmeyi engelleyen belirli faktörler bulunmaktadır. Bu yaklaşım içerisinde ekonomilerin bazı bölümleri gelişmiş olarak, diğer bölümleri ise gelişmemiş durumda bulunmaktadır.[1] Birincil işgücü piyasaları ile ikincil işgücü piyasaları kalite düzleminde iki ucu temsil etmektedir. Bu ayrımda (tam ve iyi işleyen piyasalar ve kusurlu piyasalar) işçinin becerisi yerine işlerin niteliği iyi ve kötü olarak merkeze alınsa da esas nokta her piyasanın kendine has ücret planı ve istihdam mekanizmalarının bulunmasıdır. Esnek işgücü piyasaları tartışmaları işletme bazında kullanılan çekirdek işgücü ve ihtiyaç duyulduğunda istihdam edilen çevre işgücü kavramlarını beraberinde getirmiş ve bu süreç ikili işgücü piyasasının bir diğer deyişle bölünmüş işgücü piyasasının ortaya çıkmasına neden olmuştur.[2] Sanayileşmiş ülkelerdeki ekonomik yapılanmada sermaye, yoğun birincil bir sektör ve onu destekleyen emek-yoğun ikincil bir sektörden oluşmaktadır. İşgücü piyasasında birincil işgücü piyasasına doğru hareketlilik oldukça zor olduğundan işgücü ikincil sektörde kalmaktadır.[3]

Birincil İşgücü Piyasası

Birincil işgücü piyasası; ileri teknolojinin kullanıldığı işlerin yer aldığı, iyi çalışma koşulları ve iş güvenliğinin olduğu, yüksek ücret ödenen istikrarlı ve nitelikli işgücünün bulunduğu piyasadır. Birincil işler genelde sermaye yoğun endüstrilerde bulunmaktadır. Bu endüstrilerde düzenli bir üretim talebi, yüksek üretim hacmi bulunan sendikalaşmanın olduğu firmalar bulunmaktadır.[4] Birincil işler ekonomide öncü bir konuma sahiptir ve işgücünün eğitim seviyesi yüksektir. Birincil işlerde eğitimin önemli olmasının sebebi işverenlerin işe alma koşullarıdır. Eğitim, işçinin verimlilik potansiyelini artırdığından işverenler tarafından güvenilir bir faktör olarak görülmektedir.

İkincil İşgücü Piyasası

İkincil işgücü piyasası; birincil işgücü piyasasının aksine düşük ücretle daha ağır ve zor çalışma koşullarının bulunduğu, iş güvenliğinin yeterli olmadığı ve teknolojinin genel olarak daha az kullanıldığı piyasadır. Daha çok tercih edilmeyen ve düşük statülü işlerin olduğu ikincil piyasada rekabetçi firmalar bulunmaktadır. Birincil işlerde işveren eğitime önem verirken ikincil işlerde kararsız bir işgücünün varlığı ve yoğun emek isteyen işlerin yer aldığı görülmektedir.

İkili İşgücü Piyasası Kuramı ve Göç

İkili işgücü piyasası teorisi, temel olarak gelişmiş ülkelerde düşük seviyeli işgücüne sürekli bir talep olduğundan ve yerli işçiler kabul etmediği için göçün sürekli olarak artmakta olduğunu öne çıkarmaktadır.[5] Göç, işgücü piyasası açısından tanımlandığında, emek arzına karşı yeterince talep oluşturamayan yerlerde işsizliğin kente taşınmasıdır.[6] Bu tarz bir yapılanma içerisinde göçmenler ikincil işleri kabul etmektedir. Niteliksiz bir iş için yerli işçi bulunamadığında işverenler düşük statülü işleri kabul etmeye mecbur kalan göçmenlere yönelmektedir. Öte yandan ikili işgücü piyasalar üzerinden ekonomik büyümeyi gerçekleştiren Çin hem üretim hem de ticari işlem kapasiteni artırmayı başaran bir örnektir. Kuramın önde gelen isimlerinden Piore, göç hareketlerini gönderen ülkenin itici faktörlerden (işsizlik, düşük ücret vb.) değil, kabul eden ülkelerin kaçınılmaz düşük ücretli işgücü ihtiyaçlarından dolayı gerçekleştiği şeklinde açıklar.

Hazırlayan: o-Staj Göç Çalışmaları Stajyeri Beyza NALBANT


  1. Yücel Uyanık, “Dualist (İkili) İşgücü Piyasası Teorisi” G.Ü. İ.İ.B.F. Dergisi 3/99 s.2 (erişim:13.08.2022).
  2. Yücel Uyanık, “Neoliberal Küreselleşme Sürecinde İşgücü Piyasaları” Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 10/2 (2008) s.215 (erişim: 13.08.2022)
  3. Cemal Kalsen, “Sanayi ve Hizmet Sektöründe Çalışanların Eğitim Düzeyleri ile İstihdam ve Ücret Düzeyleri Arasındaki İlişliler” Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, 2016 s.36.
  4. Uyanık, “Dualist (İkili) İşgücü Piyasası Teorisi” s.3
  5. Fuat Güllüpınar, “Göç Olgusunun Ekonomi-Politiği ve Uluslararası Göç Kuramları Üzerine Bir Değerlendirme” Yalova Sosyal Bilimler Dergisi 4 (2012) s.312
  6. Gülşen Sarı Gerşil ve Hülya Yeşilyurt Temel, “Türkiye İşgücü Piyasaları Açısından Göç Olgusu” Siyaset, Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi (2015) s.415 (erişim: 13.08.2022)