Kosova Sorunu

TUİÇ Sözlük sitesinden
Sundusadas (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 01.57, 10 Şubat 2018 tarihli sürüm ("Kosova, 10.861 km2’lik bir yüzölçüme ve 2016 verilerine göre 1,816,200 milyon nüfusa sahiptir.<ref> Dünya Bankası.9 Ocak 2018 tarihinde https://data..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Kosova, 10.861 km2’lik bir yüzölçüme ve 2016 verilerine göre 1,816,200 milyon nüfusa sahiptir.[1] Balkanlarda önemli bir jeopolitik konumu olan Kosova’nın başkenti yarım milyondan fazla nüfusu ile Priştina’dır. Diğer önemli şehirleri Prizren, Cakova,Ferizay, Đpek, Gilan ve Mitrovitsa olarak sayılabilir. Coğrafi olarak Kosova, Avrupa kıtasının güneyinde, Balkan yarımadasının ise kuzeybatısında yer almaktadır. Komşuları Sırbistan, Karadağ Devleti (Sancak), Makedonya ve Arnavutluk’tur. Bölgenin demografik yapısına baktığımızda, Kosova nüfusunun % 90-92’sini Arnavutlar, ortalama % 5’ni ise Sırplar’ın oluşturduğu belirtilmektedir. Sırplar, Arnavutlar’dan sonra en büyük nüfusa sahip ikinci ulustur. Kosova’da yaşayan diğer etnik gruplar olarak Türkler,Boşnaklar, Makedonlar, Romlar, Aşkaliler, Çerkezler,Goraniler ve Mısırlılar sayılabilir. Kosova’da resmi dil Arnavutça ve Sırpçadır.

Osmanlı Devleti’nin üçüncü padişahı I. Murat (Hüdavendigar) bu savaşta şehit olmuştur. 1389-1913 yılları arasında Kosova, Osmanlı Türk hâkimiyetinde kalmıştır. Kosova'nın çok önemli ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle, Osmanlı yönetimi bölgede yoğun bir devşirme İslamlaştırma politikası uygulamıştır.Tam tarihi bile tartışmalı olan Birinci Kosova Savaşı hakkında kesin olarak bilinenler,çatışmaların şiddetli geçtiği, iki tarafın da ağır kayıplar verdiğidir. Sultan I. Murad ile Prens Lazar’ın öldüğüdür. Murad ile Lazar’ın tam olarak nasıl ve ne zaman öldükleri hakkında da kesin bilgi yoktur. 18. yüzyıldan itibaren soy ismi “Obiliç” olarak anılmaya başlayan Miloş Kobiloviç (Kobiliç) tarafınca şehit edildiği düşünülen Sultan I.Murad’ın yerine oğlu Bayezid, Lazar’ın yerine ise küçük oğlu Stefan Lazareviç geçmiştir. Lazarević Osmanlı’ya bağlanmayı kabul etmiştir.

Osmanlı Devleti, Kosova’yı fethetmesinden itibaren nüfusu çoğunlukla Sırplardan oluşan bu bölgeye Arnavutları ve Türkleri yerleştirmeye başlamıştır. Bölgede demografik yapı Arnavutlar lehine gelişmiş ve Arnavutlar çoğunluğu oluşturmuştur. Bu savaşta Sırpların Osmanlı ordusuna yenilmeleriyle bugünkü Sırbistan ve Karadağ dışında Arnavutluk, Makedonya ve kuzey Yunanistan’ı kapsayan Büyük Sırbistan İmparatorluğu tarih sahnesinden silinmiştir. Bu yenilgi, yüzyıllar boyunca özellikle Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından mitolojik öğeler katılarak yaşatılmıştır.[2]

Osmanlı–Rus Savaşı’nda (1877–78) Osmanlı Devleti’nin yenilmesi sonucunda, 1800’lü yıllarda önce Manastır, sonra Sofya vilayetleri içinde kalmış olan Kosova, 1878 Ayastefanos (Yeşilköy) Anlaşmasıyla vilayet konumuna getirilmiştir. Berlin Konferansı (1878) ile Kosova’nın büyük bir kısmı (Mitrovitsa ve Priştina) bu anlaşmayla bağımsız olan Sırbistan ve Karadağ’a bırakılmıştır.

Kosova, Balkan Savaşları’nın sonuna kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. Savaş sonunda Türk orduları Kosova’yı Sırplara terk etmek zorunda kalmıştır. Balkanlardaki karışıklıktan faydalanan Arnavutluk, 28 Kasım 1912’de bağımsızlığını ilan etmiştir. 1912– 13 Balkan Savaşları neticesinde Sırbistan, topraklarını 40.000 km2 kadar genişletmiş, Kosova, Makedonya ve Sancak bölgelerinin işgaliyle 1.600.000 kişilik yeni bir nüfusa da sahip olmuştur.

Osmanlı Balkan Savaşları’nı kaybettikten sonra geri çekilmek zorunda kalınca, 1913’te yapılan Londra Büyükelçiler Konferansı’yla, korumasız kalan Arnavut toprakları parçalandı ve Arnavut nüfusun yaşadığı Kosova’nın Sırbistan’a verilmesine karar verildi.

II. Dünya Savası sırasında Yugoslavya Alman işgaline uğrayınca, Kosova toprakları da işgal altında kalmıştır.Arnavutluk Komünist Partisi Lideri Enver Hoca, Yugoslav Komünist Partisi Lideri Tito ile ittifak kurarak, Almanlara karşı birlikte savaşmışlardır. Bu savaşa Yugoslavya içerisindeki Arnavutların da katılmasını talep eden Tito, bunun karşılığında Kosovalı Arnavutlara eğer isterlerse, Arnavutluk ile birleşebileceğine dair söz vermiştir. Ancak Almanlar yenildikten sonra Yugoslav Komünist Partisi Kosova bağımsızlığına karşı çıkmıştır. 1981 yılında Arnavut gazetesi “Zer-i Populit” yayınlamış olduğu bir yazıda, Tito’nun 1946 yılında, Enver Hoca’ya, “Kosova’nın Arnavutluk’a ait olduğunu ve Kosova’nın Arnavutluk’a geri verileceğini, ancak Kosova’nın Arnavutluk’a verilmesi için zamanın uygun olmadığını, Sırpların henüz böyle bir şeyi kabullenmeye hazır olmadığını söylediğini” yazmıştır.Tito’nun Kosova Arnavutlarını Enver Hoca vasıtasıyla kendi tarafına çekme politikası nedeniyle Kosova Arnavutlarının bir kısmı da Partizanların yanında Alman işgaline karşı savaşmıştır. Ancak Enver Hocaya verildiği iddia edilen vaat hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. II. Dünya Savaşı sonunda Tito’nun önderliğinde Partizanlar Kosova’ya hâkim olmuşlardır. [3]

Tito ve sosyalist liderliğin oluşturduğu Yugoslavya'da Kosova'ya 1946'da sınırlı yetkilere sahip Sırbistan’a bağlı "özerk toprak" statüsü verilmiştir.Fakat Tito’nun 4 Mayıs 1980’de 81 yaşındayken ölümü, sadece Kosova için değil tüm Yugoslavya için farklı ve yeni bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur. Tito’nun ölümü Yugoslavya’nın tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Tito’nun ölümüyle birlikte önemli bir denge unsuru ortadan kalmış, ülkenin değişik cumhuriyetleri arasında entegrasyonu amaçlayan kurumlar gücünü yitirmeye başlamıştır. 1980 yılından, Yugoslavya’nın dağılmasına kadar geçen süre içinde ekonomik sorunlar ve etnik gruplar arasında giderek artan milliyetçilik akımları ülke bütünlüğünün önünde en önemli sorunları oluşturmuşlardır. Ekonomik çıkmazlar, Sosyalist Yugoslavya döneminde kesin bir çözüme bağlanamamış, tarihsel kökeni olan etnik uyuşmazlıkların tekrar daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmalarına yol açmıştır.Ancak Tito yönetiminin kontrol altında tutabildiği sorunlar, Tito’dan hemen sonra krize dönüşmüş, tüm Yugoslavya, 1973 petrol krizinden kaynaklandığı düşünülebilecek ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştır. Enflasyon %2.500’e kadar ulaşmış, bu krizin faturası en ağır biçimde ülkenin en fakir bölgesi Kosova’ya yansımıştır.Tito ölür ölmez Sırplar, Kosova’ya döndüler. Bu yöneliş,Yugoslavya’nın, kendi yıkılışına doğru bir yönelişe dönüşecekti. [4] Tito ölür ölmez Sırplar, bekledikleri anın geldiği inancıyla Kosova’ya yönelmelerinin sonunda Arnavutlar kaçınılmaz bir şekilde, bir var olma mücadelesine girmişlerdir. Kaldı ki Sırplar, daha Tito ölmeden önce, yaşlılığından yararlanarak hazırlıklara başlamışlar ve bu çerçevede Yugoslav ordusunun % 80’ini ele geçirmekle, daha işin başında iyi bir avantaj yakalamışlardı.

1989’da Yeni Yugoslavya’nın devlet başkanı Slobodan Miloseviç oldu ve Kosova’nın özerkliğini aynı yıl kaldırdı. Hamasi bir siyaset izleyen Miloseviç, yer yer Arnavut karşıtı söylemler ile polis devlet inşası yolunda iki otonom yapıyı kaldırdığını açıkladı. Kosova kendi içerisinde aydınlar tarafından anayasasını kabul edip cumhuriyetini ilân etse de başarılı olamadı. 28 Aralık 1989’da Kosova’nın ilk siyasi partisi Kosova Demokratik Ligi (LDK), İbrahim Rugova liderliğinde kuruldu.Nisan 1992’de Bosna Hersek’te üç buçuk yıl kadar sürecek savaş başladı. Rugova aynı yıl 24 Mayıs’ta cumhurbaşkanı seçildi.

1991 yılında Slovenya (25 Haziran), Hırvatistan (25 Haziran), Makedonya (8 Eylül) Yugoslavya’dan ayrıldılar.Bosna Savaşı sonrası binlerce insan katliama maruz kaldı.1995 yılında Sırp ordusu Kosova'ya girdi ve birçok sivilin öldürülmesine sebep oldu. Miloseviç’in ordusu bu dönemde Arnavut halkın köylerini bastı, sivilleri öldürdü.Binlerce insan göç etmek zorunda bırakıldı.


Kaynakça

  1. Dünya Bankası.9 Ocak 2018 tarihinde https://data.worldbank.org/country/kosovo adresinden erişilmiştir.
  2. Gülüç,Kaan. KOSOVA SORUNU:TARİHÎ OLAYLAR ÇERÇEVESİNDE KISA BİR DEĞERLENDİRME
  3. Baş,Numan.(2009).Kosova Sorununun Ortaya Çıkışı ve Balkanlar Üzerine Etkileri.
  4. Şavaş,Hüseyin (2001).Dünü ve Bugünüyle Kosova Sorunu.C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2001 Cilt : 25 No: 1