Milletler Cemiyeti
Birinci Dünya Savaşı’nın kazanan tarafı olan İtilaf Devletleri tarafından kurulmasına karar verilen Milletler Cemiyeti, 10 Ocak 1920’de kurulmuştur. Kurulan cemiyetin amacı, Birinci Dünya Savaşı sırasında bozulmuş olan dünya düzenini yeniden inşa etmek ve devamlılığını sağlamak idi. Bu amacın temelinde ise yitirilen küresel barış ortamının tekrardan varolmasını sağlamak vardı. Hedeflerini varolduğu süre boyunca gerçekleştiremeyen Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam), sağlamak istediği barış ortamını kendisi baltalayarak savaşı kaybeden devletleri bünyesine uzun bir süre kabul etmemiş, belli bir sürenin ardından kabul etmiştir.
Milletler Cemiyeti'nin Kurulması
İlk olarak, 1917 yılında ABD Başkanı Woodrow Wilson’un ABD Senatosunda yaptığı konuşmanın neticesinde, tüm dünya için faydalı olacak, barış temelli bir örgütün kurulmasının gereklilikleri konuşulmuştur. Bu konuşmanın bir yıl sonrasında ise Başkan Wilson, 14 ilkesini açıklamıştır. Wilson İlkeleri’nin son maddesi ise Büyük küçük bütün devletlerin siyasal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü konusunda karşılıklı güvence vermek üzere özel sözleşmelerle bütün ulusları içine alan bir birlik oluşturulmalıdır.dir. Bu madde ile barış temelli bir örgüte olan ihtiyaç yeniden vurgulanmıştır. Örgütün kurulması için ise ikinci adım Avrupa kıtasından gelmiştir. İtilaf Devletleri ile İttifak Devletleri 25 Ocak 1919’da Paris Barış Konferansı’nda biraraya gelmişlerdir. Bu konferansta, ABD ve Birleşik Krallık kanadından barış ve güvenliğin sağlanması adına bir örgütün kurulması önerisi gelmiştir ve bu amaç doğrultusunda bir komisyonun kurulmasına karar verilmiştir. [1] Kurulması kararlaştırılan bu komisyon, ABD Başkanı Wilson tarafından oluşturulmuştur ve bir metin hazırlamışlardır. Komisyonun hazırladığı bu metin 28 Nisan 199’da konferans tarafından kabul edilmiş ve 2 ay sonra imzalanacak olan Versay (Versailles) Anlaşması’na dahil edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda İsviçre‟de, 10 Ocak 1920 tarihinde, devletler arasında ortaya çıkabilecek sorunları barışçı yollarla çözmek maksadıyla Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kurulmuştur.[2] Milletler Cemiyeti’nin 1920’de Cenevre’de yapılan ilk toplantısında 42 ülke temsil edildi. Cemiyet, kurumsal anlamda devletlerarası ilişkilerde bir devrim niteliğinde idi. Aynı zamanda Cemiyet, gerçek anlamda tarihteki ilk evrensel devletlerarası organizasyondu.[3]
Millet Cemiyeti’nin yirmi altı maddelik bir misakı vardı. Bu misak temelde kolektif güvenliğe dayanmaktaydı. Diğer başlıklar ise üye devletlerin barışının korunması ve sürdürülmesi, uluslararası silahların en düşük seviyeye indirilmesinin zorunlu hale getirilmesi gibi konulardır. Bu Misak’ı kabul eden devletler aynı zamanda da “savaşa girmeme” konulu maddeleri de onaylamış oldular.
Milletler Cemiyeti'nin İşleyişi
Milletler Cemiyeti temelde üç ana organdan oluşmaktadır. Meclis (Genel Kurul), Konsey ve Sekreterya’dan oluşmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Adalet Divanı, Milletler Cemiyeti Komisyonları ise Sekreterya’ya bağlıdır.
Meclis
Meclis (Genel Kurul), MC Misakı’nda belirlenen usul kurallarına göre faaliyet göstermekteydi. Görevleri arasında ise yeni üyelerin seçimi, bütçenin hazırlanması, anlaşmaların gözden geçirilmesi, görev sürelerinin belirlenmesi gibi konular yer almaktadır. Ayrıca, Cemiyet’e üye olan tüm ülkeler Meclis’te temsil hakkına sahip olmaktaydılar. Meclis’e her üye ülkeden delegeler katılırdı ve her üye en fazla üç delege yollayabilirdi, daimi veya daimi olmayan üye farketmeksizin tüm üyeler yalnızca bir oy hakkına sahiplerdi.
Konsey
Konsey, 5 daimi üye (ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya) ve 4 seçilmiş üyeden oluşmaktaydı. Konsey’in en temel görevi, devletler arasındaki sorunları gidermekti. Konsey’de kararlar oybirliği ile alınmakla birlikte üye devletlerin veto hakkı bulunmamaktaydı. Bunun yanında Konseyin, Sekreterlikte çalışan personelin kabulü ve atanması; Cemiyet merkezinin başka bir yere taşınması; silahsızlanma için gerekli planların hazırlanması; anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için önerilerde bulunmak ve ambargoların uygulanması görevleri de mevcuttu. Konsey, uluslararası barışa karşı herhangi bir tehdidin söz konusu olduğu durumlarda, MC üyelerinden birisinin çağrısıyla toplanabilmekteydi. [4] Konseyin genel olarak İngiltere ve Fransa’nın etkisinde kalarak hareket ettiği söylenebilirken Meclis, küçük devletler için daimi forum niteliğinde olduğu söylenebilir. Burada küçük ülkeler kendi düşüncelerini serbestçe dile getirdikleri gibi, uluslararası sorunlar konusunda da bir derece söz sahibi olabiliyorlardı.[5]
Sekreterya
Farklı uluslarlardan tarafsız kişilerin çalıştığı bu kurumun görevi, Cemiyet ile üye devletler arasında iletişimi sağlamak, cemiyeti temsil etmek; Sekreterya’ya bağlı birimleri idare etmek ve toplantılardan sonra raporları yayınlamak olarak belirlenmiştir.
Milletler Cemiyeti'nin Yıkılışı
Birinci Dünya Savaşı sonrasında küresel düzeni yeniden yoluna koymak adına çalışmalar yapmıştır Milletler Cemiyeti. En önemli amaçları savaşları engellemek, dünya barışını sağlamak ve korumak olan Cemiyet, uzun soluklu bir örgüt olamamıştır. Kendisine koyduğu bu hedefleri de gerçekleştirememiş olup İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına engel olamamıştır. 1920 yılında kurulan MC’nin ayakta kalamamasının birçok sebebi vardır. İlk olarak, kurulmasına ön ayak olan ABD Cemiyet’e üye olamamıştır. Bu da örgütün etkinliğini azaltmıştır. İkinci olarak, ABD’nin yokluğunda Fransa ve İngiltere’nin etkin olmasının sonucunda örgütü kendi çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. Bunun sonucunda, MC’nin evrensellik değelerini zedelenmiştir. Üçüncü olarak, MC, insan hakları konusunda da oldukça eksik kalmıştır. Kurulduğu dönemde odaklanılan noktalar daha çok kendi kaderini tayin hakkı, azınlık hakları, ırksal eşitlik gibi konulardı. Bu sebeple bireysel haklara yeteri kadar odaklanılmamıştır. "Milletler Cemiyeti Misakı’nın taslak aşamasında insan haklarına ilişkin bazı talepler dile getirilmiş ancak bu öneriler kabul görmemiştir." [6] Bunlardan biri, ABD başkanı Wilson’ın Paris Barış Konferansı’nda tüm Cemiyet üyelerinin inançlara saygı ve dini ayrımcılığın önlenmesine dair kabul edilmeyen önerisidir. Aynı şekilde, Japonya delegesinin «üye devletlerde ırk ve millet temelinde ayrımcılığın önlenmesine ilişkin önerisi de komisyon düzeyinde çoğunluk desteği sağlasa da, ABD ve Büyük Britanya tarafından reddedilmiştir. [7]
Milletler Cemiyeti, kuruluşu ile başlı başına bir başarı örneği olsa da hedeflerini gerçekleştirememesi onu başarısızlığa itmiştir. Savaşa engel olamaması, üye ülkeler üzerinde yeteri kadar baskı kuramamış olması onun "üye devletleri bağlayacak kurallar koymaması ve bu devletlere sorumluluklar yüklememiş" olmasından kaynaklanmaktaydı. Cemiyet geleneksel devlet sisteminin ana ilkesi olan egemenlik temelinde şekillendirilmişti. [8]
DÜnyanın her yerinde patlak veren savaşların durdurulamaması, milyonlarca insanın ölmesi, sefalet içinde kalması sonucunda pasif tutum sergilemiştir Milletler Cemiyeti. Yaşanan savaşlar boyunca işlevsiz kalması sonucunda 18 Nisan 1946'da Cenevre'de toplanan delegeler oy çokluğu ile Cemiyet'e son vermiştir.
Hazırlayan: Dilek Keçeci
- ↑ D. Ş. Polat, “Kuruluşundan Çöküşüne Milletler Cemiyeti Sistemi”, (Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2020)
- ↑ D. Ş. Polat, “Kuruluşundan Çöküşüne Milletler Cemiyeti Sistemi”, (Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2020)
- ↑ A. Kıran, “Milletler Cemiyeti ve Önlenemeyen Savaş”, (GAU J. Soc. Appl. Sci., 2008)
- ↑ A. L. R. Bennet, International Organizations: Priciples and Issues, (Englewood Cliffs, N. J.: Prentice Hall, 1995)
- ↑ A. Watson, “The Evolution of International Society”, (Routledge, 1984)
- ↑ G. Birinci, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Kıs Tarihi 1: Milletler Cemiyeti’nden Birleşmiş Milletler’e”, (Nevşehir Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi, 2017)
- ↑ J. H. Burgers, “The Road to San Francisco: The Revival of Human Rights Idea in the Twentieth Century”, (Human Rights Quarterly, 1992)
- ↑ M. Gönlübol, “Milletlerarası Siyasi Teşkilatlanma”, (Ankara: A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1975)