Hegemonya
Hegemonya(Yunancada "lider" anlamındaki hegemonia sözcüğünden gelmektedir.) en basit anlamıyla, sistemin bir öğesinin diğerleri üzerinde üstün olması ya da hüküm sürmesidir. Örneğin bir birlik, konfederasyon ya da bölge içinde hakim olan bir devletin, hegemonya kullandığı söylenebilir.
Marksist teoride terim daha teknik ve özel bir anlamda kullanılmaktadır. Antonio Gramsci'nin (1891-1937) eserlerinde hegemonya, hakim bir toplumsal sınıfın, zor kullanımına bir alternatif olarak, boyun eğdirdiği kişilerin rızasını kazanarak iktidarı kullanma yeteneğini ifade etmektedir.
Bir sınıfın, toplumun tümü üzerindeki siyasal ve kültürel hegomanyası olarak nitelenen sivil toplum, Gramsci’nin ‘tarihsel blok’unun düşünsel ve etik boyutudur. Antonio Gramsci'nin eserlerinde baskın sınıfın boyun eğenlerin izniyle gücü kazanması olarak bahsedilmiştir.
Bir yerde gücü kazanmasıyla mümkün oluyor. İnsanlar yaptıkları çeşitli eylemleriyle bulundukları alanda güçlü olmak isterler. Bu kişiler çoğu zamansınırları aşarak hak hukuk tanımazlar.
Hegemonya, zorlayıcı olmayan bir sınıf yönetim biçimi olarak genelde, burjuva değerlerinin ve inançlarının bütün topluma yayılması yoluyla işleyen kültürel ya da ideolojik bir süreç olarak anlaşılmaktadır. Ancak hegemonya siyasal ve ekonomik bir boyuta da sahiptir: Rıza, ücretlerin artırılması ya da siyasal veya toplumsal reformla manipüle edilebilir.[1]
- ↑ Andrew Heywood,Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları,2015: Palgrave Macmillan.