Yahudiliğin Sosyal ve Ekonomik Doktrinleri

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Sosyal ve iktisadi eylem özelliği taşıyan; Yahudiliğin ana kaynağı olan kutsal kitaba dayanarak iktisadi doktrin ve düşünceleri tanıyıp inceleyeceğiz. Tevrat'a göre (Ahd-i Atik) toprakta özel mülkiyet olamaz, kitapta buna işaret eden ifadeler vardır.

"Rabb'indir yeryüzü ve onun doluluğu" (Mezmur,XXIV,1) "Ve yer, daimi surette satılmayacaktır.Çünkü yer benimdir."(Levililer,XXV,23)

Topraktan yararlanma da bazı koşullara bağlanmıştır.Örneğin toprak her yedi yılda bir boş bırakılacak ekilmeyecektir. Bunun kutsal kitapta geçen ifadeler üzerine düşünülmesi sonucu ortaya çıktığı veya nadas ihtiyacının karşılanmasından ileri geldiği düşünülür.

"Ve Rabb yaptığı işi yedinci günde bitirdi ve yaptığı bütün işin yedinci gününde istirahat etti. Ve Rabb yedinci günü mübarek kıldı ve onu takdis etti." (Tekvin,II,2-3) "Tarlanı altı yıl ekeceksin ve bağıını altı yıl budayacaksın ve mahsulünü devşireceksin. Fakat yedinci 7yılda tarlanı ekmeyeceksin ve bağını budamayacaksın. Hasadın ardından süreni biçmeyeceksin ve budanmamış asmanın üzümlerini devşirmeyeceksin; memleket için tam rahat yılı olacak." (Levililer,XXV,3-5)

Ayrıca toprakla ilgili olan yubil/jübile yılı uygulamasına kutsal kitapta şu şekilde yer verilmiştir.

" Ve ellinci yılı takdir edeceksiniz. Sizin için yubikl olacak: sizden her biri kendi mülküne dönecek ve sizden her biri kendi aşiretine dönecek...Komşudan yubilden sonraki yılların sayısına göre ıonun bedelini yükselteceksin ve yılların azlığına göre bedelinden eksilteceksin çünkü sana mahsüllerin sayısını satıyor." (Levililer,XXV,10,15-16)

Buna göre yubil yılı geldiğinde alanın toprağı satana geri vermesi ve satış/kira bedelinin saptanmasında yubil yılı ile arasındaki sürenin hesaplanması öğütlenmiştir. Yahudilikte toprak üzerinde mülkiyete dair şartlar olduğu gibi insan üzerinde olan mülkiyette de belirli şartlar vardır ve evet,Yahudilikte insan üzerinde mülkiyet söz konusudur. Yahudi kavminden olmamak şartı ile köle edinilebilir ve bu köleler miras gibi sonraki nesile bırakılabilir.

"Ve eğer kardeşinsenin yanında fakir düşer ve kendisini sana satarsa, onu köle gibi çalıştırmayacaksın. Senin yanında ücretli adam gibi ve misafir gibi olacaktır; yubil yılına kadar senin yanında çalışacaktır; o zaman kendisi ve kendisiyle birlikte çalışan çocukları senin yanından çıkacak ve aşiretine geri dönecek ve babalarının mülküne dönecektir. Çünkü onlar Mısır diyarından çıkardığım kullarımdır,köle olarak satılamayacaklardır...Ve senin malın olacak köleye ve cariyeye gelince etrafınızda olan milletlerden, onlardan köle ve cariye alacaksınız...Ve onları kendinizden sonra miras mülk olarak bırakacaksız, daimi kölelerinizi onlardan alacaksınız..." (Levililer, XXV,39-42,44-46)

Son cümleden anlaşıldığı üzere insan üstünde özel mülkiyet ve miras hak olarak tanınıyor. Miras ayrıca Tevrat'ın diğer bablarında daha ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır.

"Musa onların davasını Rabb'e götürdü. Rabb Musa'ya şöyle; Selafhat'ın kızları doğru söylüyor.Onlar amcalarıyla birlikte miras olarak mülk verecek babalarının mirasını onlara aktaracaksın. İsrailliler'e de ki "Bir adam erkek çocuğu olmadan ölürse mirasını kızına vereceksiniz. Kızı yoksa mirasını kardeşlerine, kardeşleri yoksa amcalarına vereceksiniz. Amcaları da yoksa mirasını bağlı olduğu boyda en yakın akrabasına vereceksiniz. Yakını mirası mülk edinsin. Musa'ya verdiğim buyruk uyarınca İsrailliler için kesin bir kural olacak bu."(Sayılar,XXVII,5-11)

Faizcilik diğer dinlerde olduğu gibi haram ve günah sayılarak yasaklanmıştır lakin bu yasak yalnızca Yahudi'nin Yahudi'den faiz almasında geçerlidir. Yahudi'nin Yahudi olmayandan faiz alması aynı Yahudi olmayandan köle almak gibi caizdir.

"Halkıma,aranızda yaşayan bir yoksula ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Üzerine faiz eklemeyeceksin." (Çıkış,XXII,25) "Bir kardeşin yoksullaşır, muhtaç duruma düşerse ona yardım etmelisin. Aranızda kalan bir yabacı ya da konuk gibi yaşayacak. Ondan faiz ve kâr alma. Rabb'inden kork ki kardeşin yanında yaşamını sürdürebilsin. Ona faizle para vermeyeceksin. Ödünç verdiğin yiyecekten kâr almayacaksın." (Levililer,XXV,135-37)

"Kardeşine para,yiyecek ya da faiz getiren başka bir şey ödünç verdiğinizde ondan faiz almayacaksınız.Yabancıdan faiz alabilirsiniz ama kardeşinizden almayacaksınız.Böyle yapın ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede el attığınız her işte Tanrın Rab sizi kutsasın." (Tesniye,XXIII,19-20)

Ayrıca kitapta özel mülkiyetin korunmasına dair ifadeler vardır; "Çalmayacaksın...Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin." (Çıkış,XX,15,17)

"Komşuna haksızlık etmeyecek, onu soymayacaksın. İşçinin alacağını sabaha bırakmayacaksın." (Levililer,XIX,13)

Bununla birlikte kitapta düşkün ve yoksulları zorlamamak, güç durumda kalmalarına neden olmamak ve herkese hakkını vermek öğütlenmiştir.

"Rehin olarak ne değirmeni ne de üst taşını alın.Bunu yapmakla adamın yaşamını rehin almış olursunuz." (Tesniye,XXIV, 14-16)

"Ücretle çalışan gereksinimi olan, yoksul bir soydaşınızı ya da kentlerinizden birinde yaşayan bir yabancıyı sömürmeyeceksiniz. Ücretini her gün, güneş batmadan ödeyeceksiniz. Yoksul olduğu için güvencesi odur.Yoksa sana karşı Rabb'e haykırır ve sen de günah işlemiş sayılırsın." (Tesniye,XXIV,14-16)

"Yabancıya ya da öksüze haksızlık etmeyeceksiniz.Dul kadının giysisini rehin almayacaksınız." (Tesniye,XXIV,17)

Bunlara veya bunlara benzer diğer buyruklara uyulmadığı takdirde dehşetli bir geleceğin onları beklediğini ifade eden bablar bulunmaktadır.

"Dinleyin bunu ey yoksulu çiğneyenler, ülkedeki mazlumları yok edenler diyorsunuz ki "Yeni Ay Töreni geçse de tahılımızı satsak, Şabat Günü geçse de buğdayımızı satışa çıkarsak, ölçeği(efa) küçültüp fiyatı(şekel) yükseltsek, hileli tartı kullanıp yoksulları gümüş,mazlumları bir çift çarık karşılığında satın aşsak, buğday yerine sürpüntüsünü satsak. Bu yüzden yer sarsılmayacak mı, üzerinde yaşayan herkes yas tutmayacak mı? Bütün yer Nil gibi yükselecek, kabarıp yine inecek Mısır'ın ırmağı gibi."O gün diyor Egemen Rabb "Öğlen güneşi batıracağım,güpegündüz yer yüzünü karartacağım.Bayramlarınızı yasa, bütün ezgilerinizi ağıta döndüreceğim.Her bele çul kuşattıracağım, her başın saçını yolduracağım.O günü biricik oğlunu ardından tutulan yasa çevirecek, sonunu acı getireceğim." (Şir Aşirim,I,15)

Bunun yanı sıra Şir Aşirin,I,15 üzerine dini yorumlamalar, herhangi bir Yahudi kökünden kopmuş ve Yahudi kimliğinden uzaklaşmış olsa bile Avraam Avinu' ya (Hz.İbrahim) yapılan antlaşma günün birinde kişiyi geriye yani Yahudilik köküne geri getirecegini söyler.

"İnah Yafa Rayati, İnah Yafa Rayati, Enayih Yonim/ Ah sen ne güzelsin, ne güzelsin, gözlerin güvercin gibi." (Şir Aşirim,I,15)

Metinde "sen ne güzelsin" ifadesinin iki kere geçmesinin sebebi;birinci kez kullanılan "sen ne güzelsin" ifadesi Yahudi milletinin günah işlemeden önce ve hata yapmadan önce güzel olduğunu vurgulamak, ikinci kez "sen ne güzelsin" ifadesinin kullanılması ise Yahudi kimliğinden uzaklaştıktan ve hata yaptıktan sonra dahi Yahudi milletinin Yaradan önünde güzel olduğunu belirtmek için olduğu şeklinde Rabi Arye ve birçok haham tarafından yorumlanmaktadır. Yahudilik üzerine uzman bir Yahudi yazar olan Isidore Epstein tarafından kaleme alınmış Judaism adlı eserinde, sosyal hayatın ve insanlararası ilişkilerin düzenlenmesine dair Yahudiliğin getirdiği ahlak ve hukuk ilkeleri örneğin daha önce Hamurabi ve Hitit dönemlerinde görülen karşılaştırmayla amacın bu sonuncularda mülkiyeti korumak iken Yahudilik şahsiyeti korumak olduğu söyleniyor . Böyle olduğu kabul edilse bile Yahudilik bunu yalnız tek bir kavim için sağlamaya çalışıyor. Yahudilik bu açıdan bakıldığında evrensel olarak insancıl bir din ve sosyal sistem olarak görünmüyor.