Uluslararası İlişkiler Tarihi

TUİÇ Sözlük sitesinden
Rabiagizem (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 19.08, 7 Ekim 2020 tarihli sürüm (Rabiagizem, Ayın Sayfası sayfasını Uluslararası İlişkiler Tarihi sayfasına yönlendirme üzerinden taşıdı)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Bir tanım olarak uluslararası ilişkiler, derine inmeden düz bir çerçevede incelendiği zaman ulusların arasındaki ilişkiler olarak yorumlanabilir. Fakat, bu tanım ekseninde yola çıkmak, arkasında birçok etken ve aktörü eksik bırakacağı için yanlış olacaktır. Uluslararası ilişkiler disiplini, özne olarak bireyden başlayıp, devlet ve ulus - devlete kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu sebeple ilk olarak ''uluslararası'' kavramının evrimine bakılmalıdır. Böylece kavramın tarihi, uluslararası ilişkilerin biyografisini de gözler önüne serecektir [1] .

Disiplinin tarihi yazılırken, geleneksel literatürde başlangıç yılı olarak egemen devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerinin başladığı zaman dilimi esas alınır. Bu model referans alındığında, modern anlamda ulus-devletlerin kurulması ve devletler arası sistemin inşası XV. ya da XVI. yüzyıla kadar götürülebilir. [2] Ancak, 1648 yılında imzalanan Westphalia Antlaşması kurumsallık ve pratik sonuçları bakımından asıl milat noktası olarak kabul edilmektedir. [3] Bu söylem, XVII. yüzyıldan önce uluslar arasında ilişkiler olmadığı anlamına gelmemelidir. Tarihsel bağlamda uluslararası ilişkileri Sümer Site devletlerine kadar götürmek mümkündür. Kadeş Anlaşması, Thucydides'in Peleponezya Savaşları Tarihi adlı çalışması, Kautilya'nın kaleme aldığı Arthasastra, Sun Tzu'nun strateji ve askeri taktikler konusunda kaleme aldığı Savaş Sanatı, Konfüçyüs ve Mencius'un, Wilson ve Nehru'yu haber veren etik ve politikaya yönelik söylemleri ile Antik Yunan ve Helenistik dönemi felsefecilerinin çalışmaları uluslararası ilişkilerin cereyan ettiğinin en büyük göstergeleri olarak incelenebilir. Modern anlamda olmasa da bu tabloya baktığımız zaman tarihsel süreç her seferinde uluslar arası ilişkileri karşımıza çıkarmıştır. Olaylar kümesini beraberinde getiren tarih, bu duruma terimsel olarak bir yaklaşımda bulunma gereğini ortaya çıkarmış ve ilk olarak F. Halliday ''uluslararası'' kavramını kendisinin kullandığını iddia etmiştir. [4] Ancak genellikle Fransız İhtilali'nin ortaya çıktığı dönemde Jeremy Bentham'ın bu kavramı An Introduction to the Principles of Morals and Legislation adlı çalışmasında kullanıldığı ileri sürülür. Kavramın ne zaman kullanıldığı ile ilgili net bir fikir birliği yoktur.

Sonuç olarak uluslararası ilişkiler, gelişen ve değişen süre içerisinde sadece devletlerin değil, diğer aktörlerin de birbirleri ile olan etkileşimini kapsamaya başlar. Bu etkileşimin içinde politikadan, kültüre, ekonomiden, sosyal ve sportif alanlara kadar uzanan geniş çaplı bir örüntü barınır. 1648'den sonra yelpazesini genişletmeye başlayan olayların çeşitliliği, sorun ve çözümlerin algılanmasını giderek zorlaştırmış ve Antik Yunan'dan beri gelen bilim algısı dünyanın bu karmaşık tablosunu resmetmekte ve yorumlamada yetersiz kalmaya başlamıştır. Devletler, uluslar ve teorisyenler yeni bakış açılarına ihtiyaç duyuyor ve bunu anlamlı kılıp bütünleştirecek bir disiplin ihtiyacı hissediyorlardı. Özellikle Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi pratikte, Aydınlanma projesi de teoride sosyal bilimleri kökten etkilemiş ve Antik Yunan'dan beri belirli bir uzlaşmanın olmadığı sosyal bilimlerde bütün bir tarihi birleştirecek yeni bir disiplin üzerinde yoğunlaşılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın sonları ile birlikte tarih, hukuk, sosyoloji ve siyaset bilimi disiplinleri eş zamanlı olarak sınırlarını kaldırmış ve yavaşça bütünleşik hale getirilmişti. [5] Uluslararası İlişkiler konusundaki çalışmalar, çoğunlukla Siyaset Bilimi, felsefe - teori, hukuk ve özelde de diploması - siyasi tarih alanlarında yapılıyordu. Yani uluslararası ilişkileri tek başına değerlendirmek doğru değildi. Bu sebepten ötürü uluslararası ilişkiler akıllara dört temel yapı taşını getirmeye başlamıştı. Bunlar; uluslararası ilişkiler teorileri, hukuk, tarih ve siyaset bilimiydi.

İlk Kürsüler, Dergiler ve Diğer Yayınlar

Bütün bu tarihsel sürecin bir ayağı olan I. Dünya Savaşı, Uluslararası İlişkiler'in gelişiminde tek başına kalsa bile çok önemli rol oynayabilecek düzeydedir. [6] Çünkü I. Dünya Savaşı, çatışmanın devletlerin dış politikada her zaman kullanabilecekleri bir yöntem olmadığını, bazen bu durumun diplomasi eksikliğinden kaynaklanabileceğini, devlet adamları arasında iletişim eksikliği sorunu olduğunu ve yetersiz demokrasinin tetikleyiciliğini ortaya koymuştur. [7] Savaştan alınan derslerin bir uzantısı olarak, insanlar bir daha benzer felaketleri yaşamamak adına savaş gibi yıkımların önüne nasıl geçebiliriz sorusu üzerinde yoğunlaşmaya başladılar. Bu noktada, hali hazırdaki tarihsel süreçlerin etkisi ile Uluslararası İlişkiler disiplini, otonomisini ilan etti.

Böylece 1857'de Columbia Üniversitesi'nde F. Lieber, Tarih ve Siyaset Bilimi bölümünün kuruculuğunu yaparken, J. Burgess ise 1880’de Siyaset Bilimi bölümünü kurdu.

XIX. yüzyılda disiplinin kuruluşu için temel teşkil eden en önemli gelişmelerden biri de 1859’da Oxford’da uluslararası hukuk ve diplomasi profesörlerinin öncülüğünü yaptığı Chichele Chair of International Law and Diplomacy kürsüsünün kurulmasıdır.

Bu gelişmenin hemen ardından 1869'da ilk uluslararası hukuk dergisi Rolin Jacquemyns editörlüğünde yayın hayatına başladı.

Yine bu gelişmelerin bir uzantısı olarak, 1903 yılında American Political Science Association’ın (APSA) tesis edildiğini belirten Schmidt, APSA’nın uluslararası hukuk ve uluslararası politika, emperyalizm ve kolonyal yönetimlerle ilgili çalışmalarda önemli katkılarda bulunduğunu ifade etmiştir.

Olson ve Groom’a göre, 1900 yılında Paul S. Reinsch tarafından kaleme alınan ‘World Politics at the End of the Nineteenth Century’ adlı çalışma doğrudan Uluslararası İlişkiler’e yönelik ilk çalışma niteliğini taşımaktadır.

Yine Uluslararası İlişkiler çalışmalarına büyük oranda yer veren ilk dergi olan International Conciliation ve ayrıca Journal of Race Development 1911 yılında yayın hayatına başlamıştır.

Bu sürecin bir parçası olarak, 1910 yılında Edwin Ginn tarafından Boston’da kurulan International School of Peace, savaş ve savaşın yıkıcılığı konusunda insanları bilinçlendirmeyi ve uluslararası barışı tesis etmeyi kurucu misyon olarak benimsemişti. Bu okul daha sonra World Peace Foundation’a dönüştürüldü.

Aynı dönemde İngiltere’de 1913 yılında British League of Nations Society ve Union for Democratic Control, 1915 yılında The American League to Enforce Peace, savaş henüz sona ermemişken 1916 yılında Hollanda’da Organisation Centrale pour une Paix Durable ve aynı yıl Fransa’da Association de la Paix par le Droit kuruldu.

Savaşın sona ermesinden önceki son büyük gelişme ise Uluslararası İlişkiler adını taşıyan ilk kitabın basılmasıydı. Bu kitap 1916 yılında Arthur Greenwood, A. J. Grant, J. Hughes, J. D. Kerr, F. Urquhart, derlemesi olan ‘An Introduction to the Study of International Relations’ adıyla yayımlandı.

Amerika'da ise Uluslararası İlişkiler ismini taşıyan ilk kitap 1922 yılında E.A. Walsh'ın editörlüğünde yayınlanan The History and Nature of IR'dır.

Uluslararası İlişkiler’e yönelik ilk kürsü, David Davies tarafından 1919 yılında Galler-Aberystwyth’de University College of Wales’de kuruldu. Dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson’un adına atfen kurulan bu kürsünün (Wilson Chair of International Politics) başkanlığına da Alfred Zimmern getirilmişti.

Epistemolojik ve ontolojik anlamdaki bu katkıların sayesinde disiplin giderek gelişiyordu. 1919 yılında Galler’de kurulan ilk kürsünün ardından, ikinci kürsü, Philip Noel Baker’in başkanlığında 1923 yılında Montague Burton’un finansal desteği ile London School of Economics’de kuruldu. Bunu 1930 yılında Oxford Üniversitesi’nde kurulan kürsü takip etti. Aynı dönemde ABD’de University of South California (USC) Rektörü, R. B. von KleinSmid, 1920 yılında düzenlenen Pan-Amerikan Eğitim Konferansı’na ev sahipliği yaparak, Uluslararası İlişkiler eğitimine büyük önem verilmesi gerektiğini vurgulayarak, 1924 yılında daha sonra USC School of International Relations adını alacak olan Los Angeles University of International Relations kürsüsünü kurdu.

Londra’da Royal Institute of International Affairs ya da diğer ismi ile Chatham House (1920), New York’ta Council on Foreign Relations (1921) ve son olarak da, 1927 yılında Cenevre’de kurulan, Institut universitaire de hautes études internationales disiplinin gelişimi açısından çok önemli bir bilgi birikimi sağlıyorlardı.




Kaynakça

  1. Erdem Özlük Uluslararası İlişkilerin Soy Kütüğü
  2. Giovanni Arrighi - Uzun Yirminci Yüzyıl: Para, Güç ve Çağımızın Kökenleri
  3. Peter Stirk - The Westphalian Model, Sovereignty and Law Fin-de-siècle German International Theory
  4. Fred Halliday - The Pertinence of International Relations
  5. Chris Brown & Kirsten Ainley - Understanding International Relations
  6. Timothy Dunne - International Scoiety: Theoretical Promises Fulfilled?
  7. Martin Hollis & Steve Smith - Explaining and Understanding International Relations