Siyaset

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
The printable version is no longer supported and may have rendering errors. Please update your browser bookmarks and please use the default browser print function instead.

Siyaset; en geniş anlamda insanların altında yaşadıkları genel kuralları yapma, koruma ve değiştirme etkinliğidir. Siyaset çatışma ve işbirliği ile ayrılmaz bir biçimde ilişkilidir. Bir taraftan rakip görüşlerin, farklı isteklerin, birbiriyle yarışan ihtiyaçların ve zıt çıkarların varlığı insanların altında yaşadıkları kurallara ilişkin bir uzlaşmazlığı garanti etmektedir. Diğer taraftan insanlar, bu kuralları etkilemek ya da sürekliliklerini güvenceye almak için başkalarıyla birlikte çalışmak zorunda olduklarını kabul etmektedirler; Hannah Arendt'in (1906-1975) siyasal iktidar tanımının "uyum içinde eylemde bulunmak" biçiminde olmasının nedeni budur. Bu yüzdendir ki siyasetin merkezi sıklıkla, rakip görüşlerin ya da birbirleriyle yarışan çıkarların birbirleriyle uzlaştırdığı bir çatışma çözümü süreci olarak resmedilmektedir. Ancak bütün çatışmalar çözülmediğinde ya da çözülemediğinden, siyaseti bu geniş anlamında, çatışmanın çözümünün gerçekleştirilmesi olmaktan çok çatışmanın çözümü arayışı olarak düşünmek daha iyi olur. Bu bakış açısından siyaset çeşitlilik (hepimiz benzer değiliz) ve kıtlık (asla herkese yetecek kadar yoktur) olgularından doğmaktadır.

Ancak dört farklı siyaset nosyonu saptanabilmektedir. İlk olarak siyaset özel olarak yönetim sanatıyla ve devletin etkinlikleriyle ilişkilendirilmektedir. Bu belki de siyaset terimininin Antik Yunan'daki orjinal anlamından geliştirilmiş klasik tanımıdır(politics sözlük anlamıyla kent devleti anlamına gelen polisten türetilmektedir.)Bu görüşe göre, siyaset esas olarak devletle sınırlı bir etkinliktir ki bunun anlamı insanların çoğunun, kurumların çoğunun ve toplumsal etkinliklerin çoğunun siyaset "dışında" görülebileceğidir. İkinci olarak siyaset, bireyin "özel" kaygılarından çok cemaatin işlerinin yürütülmesi ve yönetilmesiyle ilişkili olması yönünden özellikle "kamusal" bir etkinlik olarak görülmektedir. Bu tür bir görüş Aristoteles'in (M.Ö.384-322)insanlarınsadece siyasal bir cemaat içinde "iyi yaşam" yaşayabilecekleri biçimindeki inancına kadar geriye götürebilir.Üçüncü olarak siyaset özel bir çatışma çözümü aracı olarak görülmektedir; yanibaskıyla ve çıplak güçle olmaktan çok uyuşma, uzlaşma ve müzakere ile çatışma çözümü demektir. Siyaset, "olanaklı olanın sanatıdır" biçiminde betimlendiğinde ima edilen şey budur ve bu anlam, sorunlara ilişkin barışçıl müzakere ve hakemliği kapsayan "siyasal" çözümler ile "askeri" çözümler arasında bir ayrım olduğunu varsaymaktadır. Dördüncü olarak siyaset toplumsal var oluşun akışı içinde üretim, dağıtım ve kaynakların kullanımı ile ilişkilendirilmektedir. Bu görüşte siyaset iktidara ilişkindir:gerekli araçları kullanarak arzulanan bir sonucun gerçekleştirilmesi yeteneğidir. Bu görüşün savunucuları feministlerle marksistleri kapsamaktadır. [1]

  1. Andrew Heywood,Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları,2015: Palgrave Macmillan.