Konjonktürel İşsizlik

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

İşsizlik genel itibariyle işgücünün farklı şekillerde istihdama katılamamasından ortaya çıkan bir insan gücü kaybı olarak değerlendirebilir.[1]İşsizlik türleri nedenlerine göre üçe ayrılır. Bunlar; Friksiyonel (Geçici) işsizlik, Yapısal İşsizlik ve Konjontürel İşsizliktir. Konjonktürel işsizlik yetersiz talep nedeniyle üretimde bir durgunluk meydana geldiğinde birçok kişinin işini kaybetmesi ve ekonominin tekrar canlanmasına geçene kadar sürede bu kişilerin işsiz kalmasıyla meydana gelir. Ekonomide meydana gelen dalgalanmalar sonucu ortaya çıkan işsizliğe Konjonktürel İşsizlik adı verilir.

Konjonktürel (Dönemsel) İşsizlik, genel anlamda talep yetersizliğinden ortaya çıkar. Ekonomik durgunluğun sebep olduğu mal ve hizmetlere olan talebin az olması durumu ve bu duruma bağlı olarak işçi talebinin azalması şeklinde meydana gelir. İşçi talebinin azalması ise kişilerin işten çıkarılması şeklinde seyreder. Serbest piyasa ekonomilerinde bazı işsizlik çeşitleri kaçınılmazdır ve bu piyasalarda üretilen mallara talebin azalması gibi faktörlerin değişimi firmaların işgücü sayılarını devamlı şekilde kontrol etmelerini ve ayarlamalarını gerektirmektedir.[2]Konjonktürel işsizlik dalgalanmalarında düşük nitelik gerektiren işlerde işe alımlar azalmasına rağmen işten çıkarmalar artmaktadır.[3] Bu dalgalanmaların çöküş zamanlarında büyük kitleler işsiz kalmaktadır.

Ekonomide yatırımların çoğaldığı, sermayede verimliliğin arttığı ve tüketim hacminin genişlediği dönemlere ‘’yüksek konjonktür’’ denilmektedir. Tam tersi olarak, kredi taleplerinin azaldığı ve para istikrarının bozulduğu dönemlere ise ‘’alçak konjonktür’’ dönemleri denilmektedir. [4] Konjonktürel işsizliğin meydana gelme sebebi olarak ise alçak konjonktür dönemlerinde meydana gelen talep yetersizliği gösterilmektedir. Talep yetersizliğinde ekonomi durgunlaşma dönemine girer ve üretilen mallar tüketilemediğinden yeniden üretime ihtiyaç duyulmaz. Bundan dolayı işten çıkarmalar meydana gelir ve işsizlik gitgide artar. Yüksek konjonktür dönemine geçildiğinde ise işsizlik de dolaylı olarak azalmaya başlar.

Friksiyonel ve yapısal işsizlik her zaman var olurken konjonktürel işsizlik ekonominin tekrar canlanma ve genişlemesiyle beraber yok edilebilir. Ekonominin tekrar canlanması için gerekli ekonomi politika araçlarının doğru kullanması gerekmektedir. İşçi ücretleri düşürülerek veya kısa çalışma gibi önlemlerle bu durum işsizlik türü azaltılmaya çalışılsa dahi sektördeki yıkıcı etkisi yok edilememektedir. Konjonktürel işsizlik, dayanıksız mal üreten sanayi kollarına nazaran ağır sanayi sektöründe bu işsizlik türü daha çok etkisini hissettirir çünkü bir ürünün dayanıklılığı ne kadar artarsa ekonominin ve sektörün içinde bulunduğu bunalım ve daralma dönemlerinde işçinin istihdam süresi de o oranda azalmaktadır. Sanayileşmiş ülkelerde görülen konjonktürel işsizlik, genel olarak ekonominin daraldığı dönemlerde ortaya çıktığı için bu işsizlik türünün oranının ölçümü diğeri işsizlik türlerine oranla daha kolaydır ve bu işsizlik türünün etkisi geçici işsizlikten daha uzun yapısal işsizlikten ise daha kısa sürelidir.


Hazırlayan:Arzu Işık


  1. Ekin, N. (2003). Türkiye’de İşsizlik: İş Aramayan İşsizler – Kırsal Yoksullar – Kentsel Kayıtdışı Yapay İstihdamdakiler – Açık İşsizler, Kamu-İş Dergisi, 7, 2-21.
  2. Lilien, D. M. (1982). Sectoral Shifts and Cyclical Unemployment, The Journal of Political Economy, 90(4), 777-793.
  3. Candelon, B., Dupuy, A., Gil-Alana, L. A. (2009). The Nature of Occupational Unemployment Rates in the United States: Hysteresis or Structural?, L. Applied Economics, 41(19), 2483-2493.
  4. Bekiroğlu, C. (2010). Türkiye’de İşsizlik Sorununun Çözümlenmesinde Uygulanan Ekonomi Politikalarının Analizi, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 226s.