Indignados (İspanya Protestosu)

TUİÇ Sözlük sitesinden
Ozge (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 14.21, 9 Mart 2018 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla


Indignados (Öfkeliler), İspanyada gerçekleşen bir harekettir. Adını ortaya çıktığı 15 Mayıs (15 de Mayo) gününden almaktadır. Ancak daha sonra Indignados (Öfkeliler) şeklinde anılmaya başlanmıştır. İspanya'da ülke içerisinde belirli sorunlar, süreç içerisinde birikerek 2011 yılında toplumsal harekete dönüşmüştür. Bu yüzden öncelikle hareketin oluşmasında süreç incelenmelidir.

Toplumsal Harekete Gidilen Süreçte Ülkenin Durumu

2008 Euro krizi hareketi etkileyen başlıca nedendir. Tüm Avrupa bölgelerinde kendini hissettiren kriz İspanya'da ciddi olumsuz sonuçlara neden olmuştur. krizde, İspanya, ciddi olarak küçülmeye doğru gitmiş, işçiler çok düşük ücretler karşılığı, kısıtlı sosyal olanaklarla çalışmak zorunda kalmış ve işsizlik oranı hızla artmıştır [1]. Hareketin çıkmasına en yakın tarih olan Şubat 2011 verilerine göre, ülkede işsizlik oranı %12’ye ulaşmış ve daha da kötüsü bu %12'lik pay içerisinde gençler arasındaki işsizlik oranı %47’ye kadar ulaşmıştır. Çalışan kesim ise yarı zamanlı işlerde veya çok düşük ücretler karşılığında kötü şartlar altında çalışmaktaydı. Ülkede kötüleşen işsizlik sorunu %20'lere kadar varmış ve ancak 2016 yılında %20'nin altına düşülmesi sağlanmıştır. Bu ciddi oran ile İspanya 2017 yılı itibariyle, Avrupa Birliği ülkeleri arasında Yunanistan’dan sonra işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkedir [2]. Dahası kötüleşen ekonomik durum Avrupa Birliği Maliye Bakanlarının da gündemine gelmiş ve İspanya’nın resmi başvurusu ile talebini takiben 2012 yılında IMF’nin değerlendirilmesi ile ülkeye 100 milyar Euro’ya kadar destek sağlama kararı alınmıştır [3]. /

Bu koşullar altındaki İspanya'da halkın asıl tepkisi hükümetin krizi başarısız politikalarla yönetmesine yönelik olmuştur. Ülkede %10'a varan bütçe açığı bulunmasına karşın, yapılan mali yardım ile kriz nedeniyle batık durumda olan bankalar kurtarılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, kriz dönemindeki ülkenin karşına IMF çıkmış ve sunduğu kemer sıkma politikaları ile zaten kötü durumda halkın durumunun daha da kötüleşmesine neden olmuştur. Ardından ise sosyalist hükümet, bütçe açığını düşürüp Avrupa Birliği üyeliğini korumak için eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi çeşitli alanlarda kamu harcamalarında kesintiler yapmıştır [4]. Kriz dönemi kamu kesiminde çalışan bütün işçilerin maaşlarını %5 oranında düşürülmesine neden olmuş ve böylece, 2010 yılındaki mevcvut %11’lik bütçe açığının, 2011’de %6’ya düşürülüp, eurozone içinde mali istikrarı yakalayabileceğini ve ardından bütçe kesintilerinin kaldırılabileceğini belirtilmiştir. Bu durumdaki halkın tepkisi protestolara yönelmek olmuştur. İspanyalılar, IMF’nin dayattığı kemer sıkma reçetesine, neoliberalizme ve iki parti sistemine karşı tepkilerini göstermeye başlamıştır.

Ülkede yalnızca ekonomik sorunlar mevcut da değildi. Siyasi problem olarak yolsuzluklar da mevcuttu. 2011’de iktidar iki partinin (PSOE ve PP) yolsuzluk iddialarını sorgulamak için görevlendirilen Baltasar Garzon ve Elpido Jose Silva isimli 2 yargıcın, daha sonra siyasi dokunulmazlıkları olanlar hakkında görevinin gerektirdiğinin ilerisine gitmekle suçlanması bir örnektir [5].


Tepkilerin Doğuşu

Indignados hareketi başlangıç olarak 2010 yılında Fabio Gandara ve Pablo Gallego adlı iki siber aktivist tarafından ‘Sivil Mobilizasyon için Koordinasyon Grubu Platformu’ adıyla bir grup oluşturulmasıyla başlamıştır. Sinde Kanunun onaylanması ülkede hareketleri derinleştiren önemli bir karardır. Kültür Bakanı Ángeles González-Sinde’nin desteğiyle 2011 yılı Ocak ayında kararlaştırılan kanun ile hükümetin internet kontrolü başlamış ve gerekli görüldüğü durumlarda durdurmasının önü açılmıştır. Bu yasak beraberinde tepkiyi de getirmiştir. İnternet özgürlüğünü ve fikri mülkiyet hakkını kısıtlayan bu yasa, Serbest Kültür (Free Culture) hareketinin doğmasının önünü açmıştır. Bu yasalara tepkiler hareketin biraz daha siyasi yönüne vurgu yapmaktadır. Bu şekilde başlayıp büyüyen hareket zamanla yozlaşmış tüm partilere karşı yönelmiştir [6]. Hareketin ilginç noktası ise internet kısıtlamasına internet üzerinden örgütlenmenin önünü açan siber aktivistlerin baskınlığıdır. Anonymous , x.net ve Nolesvotes gibi ağlarında dâhil olduğu “Yurttaş Yanlısı Seferberlik Gruplarını Koordinasyon Platformu” isimli bir Facebook grubu ile internetin serbest kalmasını savunmuşlardır [7].


7 Nisan 2011’de internet üzerinden ‘Geleceği olmayan Gençlik’ (Jóvenes Sin Futuro- JSF) adıyla gençler bir diğer protesto sürecine başlamıştır. Eğitim, iş ve konut alanında reform çalışmaları talep etmişlerdir. İlk olarak Madrid’deki 3 devlet üniversitesindeki (Universidad Complutense, Universidad Carlos III de Madrid ve Universidad Autonoma de Madrid) gençler, “İş yoksa, ev yoksa, güvence yoksa korkulacak bir şey de yoktur!” sloganıyla eğitimin AB koşulları ile standartlaştırılmasını içeren Bologna reformlarına, işsizlik sorununa ve konut sıkıntısına karşı 5.000 kişinin katılımıyla ayaklanmışlardır [8].


Bu tepkilerin ardından V de Vivienda (Konut) adıyla insanlar yeniden örgütlenmiş ve artan işsizliği, yüksek ev fiyatlarını ve bankaların bu alanda destek sağlaması yerine yüksek faizli kredi vermesini eleştirmişlerdir. Görüldüğü gibi ülke bu dönemde sürekli birbirini takip eden ve genişleyen talepleri içeren protestolarla sık sık karşılaşmaktadır.



İnternet tabanlı örgütlenmeler, 15-M hareketinin oluşmasını sağlayacak olan “Gerçek Demokrasi Şimdi” (Democracia Real Ya) isimli Facebook sayfasında birleşmiştir. Ortalama 200 örgütün desteğiyle kurulan platform, önceki protestolar nedeniyle tecrübe sahibi birçok kişiye ulaşmıştır. Temel eleştiri noktası hükümetin 2008 krizini yanlış yönetmesi ve siyasilerin bankalara mali yardım yapmasıdır. İspanya halkı bu paraların ekonomik refahın yeniden sağlanması için harcanması talep etmiştir. Toplum, hükümetin mali kaynak yaratmak için işçi kesimine veya zaten maddi durumu kötü olan kesime ücret kesintilerinin yapılmasını değil vergilendirme yoluyla zenginlerden para alınmasıyla sağlanmasını desteklemiştir. Siyasi elit ise bu dönemde halkın tepki ve taleplerini tamamen görmezden gelmiştir. “Gerçek Demokrasi Şimdi! Sokaklara çıkın. Bizler siyasetçiler ve bankacıların elinde satın alınacak mal değiliz” sloganıyla sokaklar çıkmış ve manifestolarını yayınlamışlardır:


“Bizler normal insanlarız. Sizin gibiyiz: Sabahleyin okula gitmek, işe gitmek, iş aramak için uyanıyoruz, ailesi ve dostları olan insanlarız. Yaşamak, birlikte olduğumuz insanlara daha iyi bir gelecek sunmak için her gün çok çalışan insanlarız…Ama bu ülkede siyasi sınıfın çok büyük bir bölümü bizi dinlemiyor bile. Siyasi sınıfın işlevleri kendilerini bizim sırtımızdan zenginleştirmek, sadece büyük ekonomik güçlerin talimatlarına kulak vermek olmuştur. Oysa onların işlevi bizim sesimize kulak vermek, yurttaşların katılımını kolaylaştırmak, toplumun çoğunluğunun en yüksek yararını sağlamayı amaçlamak olmalıydı. Biz insanız, ben sadece satın aldığım şey, onu satın alma nedenim, onu kim için satın aldığım değilim. Bütün bu nedenlerden dolayı öfkeliyim. Değiştirebileceğime inanıyorum. Katkıda bulunabileceğime inanıyorum. Hep birlikte yaparsak başarabileceğime inanıyorum. Bizimle gelin. Bu sizin hakkınız.” Denilmektedir [9].


İnsanlar sorumlu olmadıkları bir krizin bedelini ödemeye karşı durmuş ve demokrasi talebinde bulunmuştur. Protestolara katılım daha çok, en çok etkilenen kesim olan işçiler tarafından sağlanmıştır. İspanya’da işçiler, normal şartlar altında kendilerini koruması gereken sendikalara da güvenmiyorlar. Çalışanların haklarını korumasından dolayı üyelik katılımının çok olması beklenirken ve bu üyelerin ödedikleri aidatlar ile geçinmeleri gerekirken, ülkedeki sendikalara yalnızca %15’lik kesim üye durumdaydı ve kendilerine üye işçi sayısı oranında, devletten aldıkları yardımlarla geçinirken. Sendikalı olup olmadıklarına bakılmaksızın tüm işçilerin sendikal seçimlerde oy kullanmasının bir sonucu olarak birçoğu sendikalara üye olmaya gerek duymuyor [10].


Manifestonun ardından internet tabanıyla insanlar örgütlenme kararı almıştır. Bu kapsamda 15 Mayıs 2011 tarihinde, Madrid'de 50.000, Barcelona'da 20.000, Valencia'da 10.000 ve yaklaşık 50 şehirinde eklenmesiyle birlikte binlerce insen tepkilerini dile getirmeye başlamıştır.İnsanlar Madrid’de en ünlü meydan olan Puerta Del Sol, Barcelona’nın Catalunya Meydanı’nda kalarak gösterilerine devam ederken, bu örgütlenmeyi destekleyen herhangi bir siyasi parti, işçi sendikası, medya kuruluşu veya STK yoktu [11]. Bu sırada 22 Mayıs’ta ülkede seçimler düzenlenecekti ve bu doğrultuda seçim öncesi insanların taleperini dile getirmesi önem arz ediyordu.


DRY kurucularında olan Javier Toret’in belirttiği hareket konusunda şunlara değinmektedir;

“15-M’nin gösterdiği şey, insanların medya engelini aşabileceği olmuştur. Kitlesel öz-iletişimin ve internette kendi kendine örgütlenmenin kapasitesi, insanların medya engelini aşmasını sağlamıştır. Barcalena’da 15-M gösterileriyle ilgili olarak düzenlediğimiz basın toplantısına sadece bir tek medya kuruluşu geldi: BTV (Barcelona TV). Hiçbir şey yayınlanmadı. Televizyon kanalları bizi tümüyle es geçti, gazeteler de görmezden geldi. Harekete eşlik eden gazeteciler vardı… Ama genellikle ana akım medya ileri sürdüğümüz önerileri ya görmezden geldi ya da engelledi.” [12].


15M Hareketinin Indignados (Ökfeliler) Hareketine Dönüşümü

15M hareketi ile göstericiler kendi içlerinde de başarılı bir iş bölümü yapmıştır. Farklı alanlardan sorumlu (yiyecek-içecek, ekolojik girişler, medya işlevi) komisyonların kurulması ile hareketin sistematik ilerlemesi ve uzun süre zarfında devam etmesi sağlanmıştır. İnsanlar taleplerini sürdürürken siyasilere seslerini duyuramamışlardır ve bu nedenle hareket isim değişikliği sürecine geçmiştir. Fransız filozof ve eski diplomat Stephane Hessel ’ in 2010 yılında yayınlanan kitabı Indignez-vous!’daki broşürden esinlenen 15-M, Öfkeliler adını almıştır [13].


Öfkeliler grubu, Barcelona’da milletvekillerinin geçişini ve kamu bütçesindeki %16 kesintiyi onaylamak üzere oy vermelerini engellemek amacıyla, Katalan Meclisi’nin bulunduğu parkı kuşatmış ve kamuoyunun dikkatini çekmeyi başarmıştır. Protestocular, 2004’te %43 oy oranıyla birinci parti olarak iktidara gelen, Jose Luis Rodrigues Zapatero başkanlığındaki İspanyol Sosyalist İşçi Partisi’ne (PSOE- Partido Socialista Obrero Español) tepkili durumdadır. PSOE’nin %19 oy kaybetmesini sağlamışlardır. Partiye desteğin azalması, sağın oylarının artmasına neden olmuş ve zamanla Partido Popular’ın (PP- Halk Partisi) başarısı öne çıkmaya başlamıştır.Bu durum PP'nin zaferi değil, PSOE’un tepkileri okuyamamasının sonucudur. Ülkede aynı zamanda, Indignados’un taleplerini iyi şekilde dinleyen, X Partisi kurulmuştur [14].


2013 yılında, “Eğer politikacılar sorunsa, biz onların sorunu olacağız” ve “Biz iki devrimin yaşandığı tarihi anın çocuklarıyız; biri 15-M diğeri organize olmak açısından internet. Sadece vatandaşlar bizi durdurabilir. Biz sokaktaki insanlar gibi, sizler gibi normal vatandaşlarız. Ne sağcıyız, ne solcu, yatay, dikey hiçbir ideolojimiz yok.” söylemiyle kurulmuştur [15].


Hareketin taleplerini içeren sloganlarına birkaç örnek;

• “Başka bir siyaset mümkün”

• “Sistem Hatası 404: Demokrasi Bulunamadı”

• “Devrim kalbimizdeydi, şimdi sokaklarda uçuyor”

• “Kalplerimizde yeni bir dünya taşıyoruz”

• “Ben sisteme karşı değilim, sistem bana karşı”

• “Dünya sevgisidir insanları harekete geçiren. Bize katıl!”

• “Barikatlar caddeleri kapar ama yolu açar”

• “Verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz, dünyayı değiştiriyoruz”

• “Hayallerimizi çalarsanız, sizi uyutmayız”

• “Çünkü en düşük parlamento üyesinin aylık maaşı 3.996 euro”

• “Çünkü İspanyol gençlerinin neredeyse %50’si işsiz”

• “Gelecekten yana kaygılıyız çünkü hayatlarımızın geri kalanını geçireceğimiz yer burası”

• “Bu bir kriz değil, artık seni sevmiyorum, o kadar”


  1. Durgan, A. & Sans, J. (2011). İspanya’da 15 Mayıs Hareketi: “Kimse Bizi Temsil Etmiyor”. International Socialism Journal. (Feride Tekeli (Çev.)
  2. Euronews. (2016.10.27). İspanya’da işsizlik oranı yaklaşık yedi yıl sonra ilk kez %20’nin altında. http://tr.euronews.com/2016/10/27/ispanya-da-issizlik-orani-7- yil-sonra-yuzde-20-nin-altinda Erişim Tarihi: 08.03.2018
  3. NTV. (2012.06.09). İspanya 'pes' dedi. http://www.ntv.com.tr/dunya/ispanya-pes-dedi,RCjwwfXw60izkcVjZQtnXw Erişim Tarihi: 08.03.2018
  4. Castells, M. (2013). İsyan ve Umut Ağları: İnternet Çağında Toplumsal Hareketler. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları
  5. Aldous, L. (2015.02.12). Podemos goes pro: how the Spanish party are fine-tuning their election message. http://www.newstatesman.com/politics/2015/02/podemos- goes-pro-how- spanish-party-are-fine-tuning-their-election-message Erişim Tarihi: 08.03.2018
  6. Fominaya, F. C. (2014). Social Movements and Protests: How Protests, Occupations and Uprisings are Changing the World. Macmillan Education, UK
  7. Castells, M. (2013). İsyan ve Umut Ağları: İnternet Çağında Toplumsal Hareketler. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları
  8. Durgan, A. & Sans, J. (2011). İspanya’da 15 Mayıs Hareketi: “Kimse Bizi Temsil Etmiyor”. International Socialism Journal. (Feride Tekeli (Çev.)
  9. ¡Democracia real Ya!. (2011). Manifesto. http://www.democraciarealya.es/manifiesto-comun/manifesto-english/ Erişim Tarihi: 09.03.2018
  10. Durgan, A. & Sans, J. (2011). İspanya’da 15 Mayıs Hareketi: “Kimse Bizi Temsil Etmiyor”. International Socialism Journal. (Feride Tekeli (Çev.)
  11. Castells, M. (2013). İsyan ve Umut Ağları: İnternet Çağında Toplumsal Hareketler. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları
  12. Castells, M. (2013). İsyan ve Umut Ağları: İnternet Çağında Toplumsal Hareketler. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları
  13. Gür, T. (2014). Küresel Toplumsal Hareketler. İzmir: Gediz Üniversitesi
  14. Gür, T. (2014). Küresel Toplumsal Hareketler. İzmir: Gediz Üniversitesi
  15. Castells, M. (2013). İsyan ve Umut Ağları: İnternet Çağında Toplumsal Hareketler. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları