Dışsallıkta Mülkiyet Hakları

TUİÇ Sözlük sitesinden
Cankut.kuzlukluoglu (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 18.47, 17 Nisan 2018 tarihli sürüm ("Ekonomik aktivitelerde dışsallık söz konusu olduğunda, sosyal optimal düzey ile bireysel(örn:Şirketler) optimal düzey aynı olmaz. Bu noktada, bazı..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Ekonomik aktivitelerde dışsallık söz konusu olduğunda, sosyal optimal düzey ile bireysel(örn:Şirketler) optimal düzey aynı olmaz. Bu noktada, bazı devlet müdahaleleri gerekli görülür çünkü piyasa kendiliğinden optimal dışsalık düzeyine ulaşamaz.

Nobel ödüllü Ronald Coase 1960'ta yazdığı makale ile bu soruna çözüm getirmeye çalışmıştır. [1] R.Coase "The Problem of Social Cost" [2] adlı makalesinde, eğer bir mülkiyet hakkı konsepti yaratılırsa, piyasanın yeniden işleyeceğini savunmuştur. Buna göre, devlet müdahalesiyle bu mülkiyet haklarının kime verileceği ilk aşamada belirlenmesi gerekir. Örneğin, dışsallık durumunda dışsallığı yaratan veya dışsallıktan mağdur olan taraflar arasında, devletin çevreyi kirletme hakkını bu taraflardan birine vermesi gerekir. Böylece, ortaya dışsallık durumunda potansiyel bir pazarlık durumu ortaya çıkar. Burada dışsalığı çözüp piyasanın yeniden işleyebilmesi için yapılması gereken, tarafların bir araya gelip dışsalıktan doğacak olan optimal kirlilik düzeyi üzerinde pazarlık etmesidir. Yani, devlet müdahalesiyle bu hak taraflardan birine verildiğinde olması beklenen durum, bu hakka sahip olan tarafın, haktan mahrum kalan tarafın zararlarını telafi etmesidir. Taraflar kendi fayda-maliyet analizini yaparak kendileri için en ideal düzey olan yerde buluşması beklenilir. Buradaki pazarlık ancak kirliliğin optimal düzeyi olan, Marjinal Net Bireysel Fayda ile Marjinal Dışsal Maliyetin eşit olduğu noktaya kadar devam eder.

Ancak, bu teori ile ilgili birkaç sorun vardır. Bunlar:

1)Pazarlığın Gerçekleşmemesi ve İşlem Maliyeti: İşlem maliyet, pazarlıktan gelecek kazanım ve devlet müdahalesinin maliyeti, bu sorunun çıkmasına nedendir. Pazarlıktan gelecek kazanım, işlem maliyetinden fazla ise pazarlık gerçekleşir ve dışsallık sorunu çözülür. Fakat işlem maliyeti, pazarlıktan gelecek kazanımdan fazla olursa pazarlık gerçekleşmez ve dışsallık sorunu çözülemez. Ayrıca, işlem maliyetinin devlet müdahalesi maliyetinden büyük olması ama pazarlıktan gelecek kazanımın da devlet müdahalesi maliyetinden fazla olması durumunda devlet müdahalesinin gerçekleşmesi yüksek ihtimaldir ve bu durum verimlidir.

2)Pazarlık Taraflarının Belirlenmesi: Hakların belirli bir tarafa verildikten sonra gerçekleşecek olan pazarlıkta, tarafların kim olacağı, nasıl belirleneceği, kimler tarafından temsil edileceği sorunudur.

3)Tehdit Oluşması: Bu sorun sadece mülkiyet haklarının dışsallık yaratıcısına verildiği bir durumda ortaya çıkar. Böyle bir durumda, pazarlık esnasında dışsallık mağduru dışsallık yaratanın zararlarını telafi etmeyi deneyeceği için potansiyel dışsallık yaratıcılar pazarlığa dahil olup, onlar da telafi bedeli talep edebilir.

4)Gelecek Nesiller: Bu sorun, mülkiyet haklarının verilmesi ve sonraki pazarlık sürecinde şu anki nesillerce gerçekleştirilmesi, gelecek nesillerin faydasını da göz önüne alınıp alınmadığı olasılığını ortaya koyar.

5)Hazıra Konma Sorunu(Free-rider): En büyük sorun ise bu meseledir. Ülkeler, bireyler, şirketler arası bir davranışsal sorundur. Örneğin, bir ülkenin dışsallığı çözmek için politikalar uygularken bir ülkenin uygulamaması, hazıra konma durumuna sebep olur. Bu politikayı uygulamayan ülke, hiçbir katkıda bulunmayarak dünyaki kirliliğin azalmasından faydalanır. Eğer, iki ülke için bir oyun teorisi matriksi hazırlanıp analiz yapılırsa, bu tarz politika uygulamamanın baskın strateji olduğu görülür fakat bu strateji pareto-optimal değildir.