Birinci Arap-İsrail Savaşı (1948)

TUİÇ Sözlük sitesinden
Ysf.svrn (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 21.43, 21 Şubat 2018 tarihli sürüm ("İsrail devleti kurulduktan bir gün sonra, 15 Mayıs’ta Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak ordularının saldırılarıyla karşı karşıya kalmı..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

İsrail devleti kurulduktan bir gün sonra, 15 Mayıs’ta Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak ordularının saldırılarıyla karşı karşıya kalmıştır. Savaşın ilk haftalarında üstünlükleriyle önemli yerleri ele geçiren Arap güçleri daha sonraki haftalarda üstünlüğü İsrail’e kaptırdılar ve ele geçirdikleri toprakları yitirdiler. BM Güvenlik Konseyi,22 Mayıs’ta aldığı S/773 ve 29 Mayıs’ta da aldığı S/801 sayılı karar ile ateşkes çağrısında bulunsa da bu iki ateşkes çağrısına da taraflardan uyan olmamıştır. BM’nin İsveçli diplomat Bernadotte’yi ateşkesi sağlaması için görevlendirmesi sonucunda, 10 Haziran 1948’de ateşkes sağlandı. Ateşkes süresince, Arap ordularının silah ithal edememesinin aksine Yahudi güçleri, BM politikasını çiğnemekten çekinmeyen Doğu Bloku ülkelerinden büyük miktarlarda silah ithal ederek, uygulanan yaptırımdan kurtulmayı başardılar.7 Temmuz’da bozulan ateşkes üzerine, çatışmalar tekrar başladı. BM Güvenlik Konseyi, 15 Temmuz’da, ateşkesi sağlamak üzere S/902 sayılı bir karar aldı. Kararda,taraflar üç gün içinde ateşkesi kabul etmedikleri takdirde, Güvenlik Konseyi’nin BM Antlaşması’nın 39. Maddesine göre (yani barışın ihlali) harekete geçeceği bildiriliyordu.Taraflar ateşkesi kabul etseler de çatışmalar tam olarak bitmedi.

Bernadotte’nin taraflara sunduğu anlaşma tasarısına göre, Kudüs Araplara bırakılacaktı. Bu durum Bernadotte’nin,17 Eylül 1948’de Stern örgütü teröristleri tarafından öldürülmesine neden olmuştur. BM Güvenlik Konseyi, 17 Ekim’de S/1044 sayılı bir karar alarak, ateşkes çağrısı yineledi.BM Genel Kurul’u 11 Aralık 1948’de kabul ettiği 194 (III) sayılı kararla ABD,Fransa ve Türkiye temsilcilerinden oluşacak BM Filistin Uzlaştırma Komisyonu kurulmasına karar verdi. Alınan bu karara göre, Kudüs, güneyde Beytüllahim’i de kapsayacak şekilde sınırları geniş tutularak corpus separatum (ayrı bir varlık olarak)askersiz hale getirilerek ve BM gözetimine bırakılmaktaydı. Kararın bir diğer önemli sonucu da, Filistinli mültecilerle ilgilidir. Buna göre, komşularıyla barış içinde yaşamak isteyen mültecilerin evlerine dönmelerinin sağlanması, mülkleri zarar gören veya dönmek istemeyenlere ise tazminat ödenmesi belirtiliyordu.Bu gelişmeler yaşanırken ateşkeslere rağmen çatışmalar sürüyor, üstünlüğü ellerine geçiren İsrail birlikleri ilerlemeye devam ediyorlardı. Aralık ayında İsrail’in Sina’ya kadar ilerlemesi Mısır için tam bir yenilgiydi ve bu yenilgi Mısır’da siyasi karışıklıkların çıkmasına neden oldu. İsrail’in Mısır içlerine doğru ilerlemeye başlaması üzerine devreye giren İngiltere, İsrail’in geri çekilmesini aksi takdirde müdahale edeceğini bildirdi. İsrail’in geri çekilmesinden sonra yaklaşık bir yıl süren savaşta ateşkesler imzalanmaya başlandı.İsrail-Mısır Ateşkesi 24 Şubat 1949’da, İsrail-Lübnan Ateşkesi anlaşması 23 Mart 1949’da,İsrail-Ürdün Ateşkesi 3 Nisan 1949’da ve İsrail-Suriye Ateşkesi 20 Temmuz 1949’da imzalandı.

1948 Savaşı, Filistin topraklarının paylaşımı ve ortaya çıkardığı Filistinli mülteciler sorunuyla önemli bir dönüm noktasıdır. Kudüs, savaş sonrasında Ürdün ve İsrail arasında,Gazze ise İsrail ve Mısır arasında bölünmüş, Ürdün İsrail’den sonra savaştan en karlı çıkan ülke olmuştur. Savaş sonunda İsrail, BM’nin 1947 tarihli Taksim kararıyla kendisine bırakılan yaklaşık 5.800 mil’lik toprağı 8.000 mil’ye çıkararak Filistin topraklarının yaklaşık %80’ini ayrıca Kudüs’ün yarısını ele geçirmiş oldu.Buna ek olarak, tam sayısı belli olmamakla birlikte yaklaşık 900.000 Filistinli yurtlarını terk ederek mülteci durumuna düştü. O zamanlar, uluslararası topluluk, Filistin sorununu insani yönden ele alınması gereken bir mülteci sorunu olarak değerlendirmekteydi.39 Filistinliler tarafından terk edilen topraklar, İsrail tarafından hızla Yahudi yurdu haline getirilmeye başlandı. Bu savaş sonuçları itibariyle, Filistinlilerin zihninde “felaket, facia” anlamına gelen “nakba”kelimesiyle hatırlanacaktır. [1]


  1. İlhan Aras:FİLİSTİN – İSRAİL ARASINDAKİ TEMEL SORUNLAR VE ULUSLARARASI HUKUK,http://acikerisim.lib.comu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/COMU/650/Ilhan_Aras_Tez.pdf?sequence