Ampirik Gelenek

TUİÇ Sözlük sitesinden
Enesozcan (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 23.14, 11 Şubat 2018 tarihli sürüm ("Normatif teori kurmaya göre daha az meşhur olsa da, tasvirî (betimleyici) veya ampirik (deneyimci) gelenek de siyasî düşüncenin en erken dönemlerine k..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Normatif teori kurmaya göre daha az meşhur olsa da, tasvirî (betimleyici) veya ampirik (deneyimci) gelenek de siyasî düşüncenin en erken dönemlerine kadar götürülebilir. Onu, Aristoteles'in siyasi düzenleri sınıflandırma çabasında, Machiavelli'nin siyasi hüner konusundaki realist yaklaşımında ve Montesquieu'nun hükümet ve hukuka ilişkin sosyolojik teorisinde görebiliriz. Bu tür eserler, birçok bakımdan bugün karşılaştırmalı devlet sistemleri olarak adlandırılan çalışma alanı için temel oluşturmuş ve bu disipline esaslı bir kurumsal yaklaşım teşkil etmiştir. Özellikle ABD ve İngiltere'de egemen analiz geleneği haline gelmiştir. Siyasi analize ampirik yaklaşımın temel özelliği, siyasi gerçekliğe duygusal olmayan ve tarafsız bir temel oluşturma çabasıdır. Normatif yaklaşım, yargıda bulunması ve öneriler sunması anlamında "emredici" iken bu yaklaşım analiz etme ve açıklama çabası bakımından "tasvirî/betimleyici"dir.

Tasvirî siyasi analiz, felsefi temelini, 17. yüzyıldan itibaren John Locke ve David Hume (1711-1776) gibi teorisyenlerin eserleri aracılığıyla yayılan deneyimcilik (empiricism) doktrininden almıştır. Deneyimcilik doktrini, deneyin (tecrübenin) bilginin tek temeli olduğunu ve dolayısıyla bütün hipotezlerin ve teorilerin bir gözlem süreciyle test edilmesi gerektiğini ileri sürer. 19. yüzyıldan itibaren bu tür fikirler, özellikle Auguste Compte'un (1798-1857) yazılarında somutlaşan entelektüel bir akım olarak pozivitizm şeklinde gelişmiştir. Bu doktrin, sosyal bilimlerin ve felsefî incelemenin bütün türlerinin, kesin biçimde doğal bilimlerin yöntemlerine bağlı olması gerektiğini ileri sürmektedir. Bilim, hakikati ortaya çıkarmanın güvenilir tek yolu olarak görüldüğünde, bir siyaset biliminin geliştirilmesi yönünde baskı da kaçınılmaz olur. [1]


  1. Heywood, Andrew, Siyaset, çev.: Bekir Berat Özipek, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla, Hasan Yücel Başdemir, Anakara: Adres Yayınları, 18. Baskı, 2017.