Adam Smith

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
The printable version is no longer supported and may have rendering errors. Please update your browser bookmarks and please use the default browser print function instead.
Adam Smith

Modern iktisadın babası olarak bilinen Adam Smith (1723-1790), İskoçya’da dünyaya gelmiştir. Gümrük Tahsildarı olan babası, Smith'in annesi hamileyken öldü. Smith, bir ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasında "Ekonominin Babası" veya "Kapitalizmin Babası" olarak da bilinen bir figürdür. İskoçyalı ekonomist ve filozof olan Adam Smith, Glasgow ve Oxford Üniversitelerinde öğrenim görmüş ve daha sonra Glasgow Üniversitesi’nde ahlak felsefesi profesörü olmuştur. Adam Smith, genellikle modern kapitalizmin babası olarak tanımlansa da Smith asla "kapitalizm" terimini kullanmadı. Bunun yerine, ekonomik olanın insanlık durumunun yalnızca bir bileşeni olduğuna olan inancını vurgulayan bir ifade olan "ticari toplum" unu kullandı.

Smith, “Ulusların Zenginliği” (The Wealth of Nations) ile klasik serbest piyasa iktisat teorisinin temellerini attı. Bu ve diğer çalışmalarda, iş bölümü (division of labour) kavramını geliştirdi ve rasyonel kişisel çıkar ve rekabetin ekonomik refaha nasıl yol açabileceğini açıkladı. Smith'e göre, insanların kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamaları yerine, mübadele ve işbölümü yoluyla daha yüksek bir fayda elde etmeleri ve refah düzeylerini artırmaları mümkündür. [1] İnsanlar satın almak istedikleri ürünleri satarak, bu ekonomide para kazanmayı umar. Müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamada etkili olurlarsa, maddi olarak kazanç sağlarlar ve para kazanmak amacıyla girişimde bulunurken, insanların istediği ürünleri de sağlarlar. İş bölümü ve serbest ticaret, devlet müdahalesinin sınırları, fiyat ve piyasanın genel yapısı hakkındaki açıklamalarının tümü, ekonominin “modern” e geçiş yaptığını ifade eder. Smith, ekonominin işleyişinde doğal bir düzen olduğuna inanmış ve bunu “Görünmez El(Invisible Hand) olarak adlandırmıştır. Serbest bir piyasada mal arz ve talebinin otomatik olarak dengeye ulaşmasına yardımcı olan piyasa gücü, görünmez eldir. Hükümetin, insanları kendi aralarında serbestçe alıp satmaları için yalnız bırakması durumunda bir ekonominin daha iyi işleyeceğini düşünmüştür. Smith, insanların serbestçe ticaret yapmasına izin verilirse, piyasada bulunan kendi çıkarına sahip tüccarların birbirleriyle rekabet edeceğini ve piyasaları görünmez bir elin yardımıyla pozitif çıktıya yönlendireceğini öne sürdü. Serbest piyasada her insan üretici veya tüketici olabilir; bu nedenle mal ve hizmet alışverişi yoluyla kişisel çıkarlarını maksimize etmeye çalışacaklardır. İnsanlar ekonomik faaliyetlerinde herhangi bir karar vermekte özgürdür ve bu kavram verimli bir pazar getirecek, ardından ekonomik refahı artıracaktır. Devletin koyduğu herhangi bir düzenleme veya kısıtlamanın olmadığı bir serbest piyasa senaryosunda, biri daha az ücret ile satarsa, müşteri ondan satın alacaktır. Bu nedenle, fiyatı düşürmek veya rakiplerden daha iyi bir şey sunmak gerekir. Yeterince insan bir şey talep ettiğinde, bu piyasa tarafından karşılanacak ve herkes mutlu olacaktır.

İş bölümü (division of labour) ile büyük bir endüstri, birçok küçük parçaya bölünecektir. Her işçi, sadece basit bir işlemle küçük bir üretim alanıyla ilgilendiği için daha deneyimli ve uzman hale gelir. İş bölümü, her çalışanı kendisine en uygun işe atayacağından, iş piyasası verimli hale gelecektir. İşçilerin üretim sürecinin küçük kısmına daha fazla konsantre olmasını sağlar; bu nedenle zamandan ve paradan tasarruf sağlanır.

Smith'in devlet anlayışında ise, servet tüketicilerini cezalandıran ve yalnızca yaratıcı zihni engelleyen devletin yüzü belirgindir. Smith, devletin başlıca üç tür görev üstlenmesini ve bunun dışında ekonominin doğal işleyişine müdahale etmemesi görüşünü savunmuştur. Bunlar;

1.Devletin birinci görevi, toplumumuzu şiddetten ve diğer bağımsız devletlerin istilasından korumaktır ve bu ancak askeri bir askeri güç ile sağlanabilir.

2.Devletin ikinci görevi, toplumun her üyesini diğer vatandaşların baskısından korumak ve bunun için adaleti teminen bir yargı sistemi oluşturmaktır.

3.Devletin üçüncü ve son görevi, toplumu yüksek derecede avantaj sağlayacak bazı kamusal hizmetlerin yapılmasıdır.

Eserleri

  • The Theory of Moral Sentiments (Ahlaki Duygular Kuramı)
  • The Wealth of Nations (Ulusların Zenginliği)


Adam Smith hakkında: https://youtu.be/ejJRhn53X2M



  1. Çoşkun Can Aktan, "Klasik Realizm, Neo-Liberalizm ve Libertarianizm", (Ankara: Amme İdaresi Dergisi, 1995)