İdealizmin Varsayımları,İlkeleri ve İdealleri

TUİÇ Sözlük sitesinden
Orhansengun (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 06.17, 19 Mart 2018 tarihli sürüm
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

İdealizm; realizmin gerçek kabul ettiği savaş, güç dengesi, insan doğasının kötülüğü, uluslararası anarşi yerine barışın, işbirliğinin, insan doğasının iyiliğinin, uluslararası istikrar düzenin geçerli olduğu ideal bir uluslararası ilişkileri varsayar. İdealizm, uluslararası reel şartların vizyoner bir projeyle ideal duruma gelmesi için ortaya bir dizi normatif fikirler ve projeler ortaya atar. İdealizme göre demokrasi ve barış birbirine bağlıdır. Yani “Barışın hakim olabilmesi için demokratik yönetimler gerekir.” diyor. Buradan Demokratik Barış Teorisi geliştirilmiştir. Argümanı, demokrasiler birbiriyle savaşmaz çünkü demokratik yönetimler halkına karşı sorumludur. Halklarına hesap vermek zorundadırlar. Bu yüzden bir hükümetin/ yönetimin savaşa başvurma olasılığı otokratik ve diktatör yönetimlere göre daha azdır. Bu Demokratik Barış Teorisinin öngörüsüdür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin savaş ilan edebilmesi için milletin temsil edildiği yer olan meclisten onay alması gerekir. Diktatör yönetimlerinde ise savaş kişinin ağzından çıkan söze bağlıdır.

Demokrasiler savaşmaz teorisi çürümüştür. Çünkü demokrasiler savaşmıştır. Sebebi ise demokratik ülkelerin kurduğu ve demokrasinin savunucusu olan NATO, 1995’teki Bosna Savaşı’nda demokratik ülke olan Yugoslavya’yı bombalamıştır. Fikirsel olarak demokratik yönetimlere sahip olan devletlerin, diktatör devletlere nazaran savaşa başvurma olasılığının daha az olduğu hala geçerli olan bir varsayımdır. İdealizm uluslararası hukuk ve düzeni temel referans olarak ele alır. Uluslararası düzenin sağlanmasında uluslar arası hukuku temel alır. Uluslararası barış, istikrar ve düzeni sağlayacak olan uluslararası hukuktur. Eğer devletler uluslararası hukuka riayet ederlerse barış ve istikrar sağlanır. Uluslararası örgütler küresel siyasette önemli rol oynamalıdır. Self- determinasyon yani ulusların kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi hakkı ile uluslararası istikrar birbiriyle doğrudan ilişkilidir. Hatta uluslararası istikrar self- determinasyona bağlıdır. “Eğer uluslara kendi kendini yönetme hakkı verilirse onlarda savaşmaz ve böylece barış hakim olur.” Varsayımını ile sürer. Barış ve istikrar için insan hakları ve azınlık haklarını korumak için uluslararası mekanizmaların gerekli olduğunu varsayar. Devletlerarasında ve insan toplumunda çok büyük bir çıkar çatışması yoktur, tersine çıkar uyumu olduğunu ileri sürer. Çıkarlar uyumu barış, istikrar ve düzendir.

İdealizmin varsayımları insanların ortak çıkarlarıdır. İnsanı akıl ve tecrübe diğer canlılardan ayırır. Akıl ve tecrübe ile uluslararası düzende adalet sağlanabilir. İnsanlar temelde rasyoneldir. Davranışlarını akıl yoluyla yaparlar. Ancak insanoğlunun sahip olduğu akıl çerçevesinde bütün davranışlarını rasyonel olarak ifade etmek mümkün değildir. İnsanoğlu bilerek, isteyerek, kasten irrasyonel- akıldışı olarak hareket ederler. En büyük örnek savaşlardır. Bireysel olarak ise cinayettir. En temel insanlık suçu terördür. Kamuoyu barışın tesis edilmesinde kritik öneme sahiptir. Halkın çoğunluğu (efkâr-ı umumiye) kamuoyu rasyonel davranıp ülke içinde ve devletlerarasında barışı temin edebilir. Bugünde uluslararası toplum/kamuoyu devletlerarası savaşlarda belirleyicidir.[1]


  1. GÖZEN Ramazan,"İdealizm"Ramazan Gözen,Uluslararası ilişkiler Teorileri,İletişim Yayınları,Ankara 2015,s.67-121.